
Esas No: 2020/1303
Karar No: 2022/715
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1303 Esas 2022/715 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/1303 E. , 2022/715 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.12.2019 tarih ve 2019/153 E. - 2019/277 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Bodrum Yarımada Özel Sağlık Ambulans Hiz. Ltd. Şti.'deki hissesini davalı borçluya devrettiğini, hisse devir bedelinin 1.000.000.-TL'sinin ödendiğini, bakiye 1.000.000.-TL'nin 25.07.2013 tarihinde müvekkiline ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin aradaki anlaşma gereği iki adet ambulans ile iki adet ticari aracı şirkete devrettiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının bakiye hisse devir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının hisse devri sırasında gerçekleri gizleyerek müvekkilini aldattığını, noter huzurunda resmi sözleşme niteliğine dönüştürülen sözleşmede cezai şart yer almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne, davalının Bodrum 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/4833 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.000.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, hüküm altına alınan1.000.000,00 TL alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hükümde maddi hata olduğu değerlendirilerek hüküm tashihi yapılmak suretiyle davalı tarafın Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2013/4833 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.000.000,00 TL asıl alacak, 100.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 1.100.00,00 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzeriden devamına, hüküm altına alınan 1.100.000,00 TL alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, limited şirket hisse devir bedeli ve hisse devir sözleşmesinde öngörülen cezai şartın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece 20.12.2019 tarihli celsede davanın kısmen kabulüne karar verilmiş 04.02.2020 tarihinde de hükmün tashihi cihetine gidilmiştir.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda mahkemece, gerekçede “… -Davalı tarafın Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2013/4833 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.000.000,00 TL asıl alacak, 100.000,00-TL cezai şart, toplam 1.100.00,00-TL yönünden İPTALİ İLE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, -Hüküm altına alınan 1.100.000,00 TL alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ÖDENMESİNE,...” şeklinde hüküm kurulması gerektiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında “Davalı tarafın Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2013/4833 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.000.000,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİ İLE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, -Hüküm altına alınan 1.000.000,00 TL alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ÖDENMESİNE” ifadesine yer verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re'sen bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
3- Kabule göre de, mahkemece 04.02.2020 tarihinde yapılan tashih işlemi 1086 sayılı HUMK md 455. maddesine uygun olmadığı gibi hükümden sonra ve fakat temyiz incelemesinden önce yürürlüğe giren HMK 305/A maddesinde belirlenen usule de uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine,
27/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.