16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4041 Karar No: 2015/2458 Karar Tarihi: 19.03.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/4041 Esas 2015/2458 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/4041 E. , 2015/2458 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ...... Köyü çalışma alanında bulunan 1031 parsel sayılı 634.40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1980 tarihinden beri ......... ve ..."in kullanımında bulunduğu şerhi verilerek tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Kadastro davaları 3402 sayılı Yasa"nın 11. maddesi uyarınca yapılacak askı ilan süresi içerisinde açılır. Bu sürede dava açılmadığında kadastro tutanakları kesinleşir, kesinleşen kadastro tutanaklarına karşı açılacak davalara bakma görevi ise 3402 sayılı Yasa"nın 26/B ve 12/3. maddesi uyarınca genel mahkemelere aittir. Somut olayda çekişmeli 1031 parsel sayılı taşınmaz, 19.9.2012-18.10.2012 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmış olup, davacı tarafından 3402 sayılı Yasa"nın 11. maddesinde belirtilen askı ilan süresi geçtikten sonra 19.11.2012 tarihinde dava açılmış olmakla kadastro tespit tutanağı kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, kesinleşen tespit tutanağına karşı açılan eldeki davada Kadastro Mahkemesi görevli olmayıp, genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK m.114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. O halde mahkemece, 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve 115/2 uyarınca görev yönünden davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa ilişkin karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de dava konusu taşınmaz hakkında sicil oluşturacak şekilde tescil hükmü kurulmamış olması dahi isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.