23. Hukuk Dairesi 2011/3937 E. , 2012/1392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil ile taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalıya ait taşınmazın değerinin 20.000,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından tapulama, stopaj ve çevre düzenlemesi için harcama yapıldığını ileri sürerek, 24.126,36 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin,.... ve ... ile birlikte ... İnşaat Taahhüt İşleri adi ortaklığını kurduğunu ve kooperatif konutlarını yapmayı üstlendiğini, inşaat devam ederken davalının şirketten ayrıldığını, yapılan sözleşme gereği şirket hissesini diğer ortaklara devreden davalı ve eşine kooperatife ait birer bağımsız bölüm verileceğini, 18.06.1989 tarihinde yapılan kur"a sonucunda 12/1 ve 2 numaralı dairelerin müvekkil ve eşine isabet ettiğini, müvekkil hakkındaki ihraç kararının iptal edildiğini, kooperatifin tasfiye aşamasında olduğunu, bilançolarda borçlu görünmeyen davalının kooperatife borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına, benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının 68,10 TL kredi borcu, 31,83 kira bedeli olmak üzere 99,93 TL borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 99,93 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ve müdahil temyiz etmiştir.
1)Dava, kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı borcunun tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK"nun 297. maddesinin 1.fıkrasının c bendi (HUMK"nun 388/3.md.) uyarınca hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Yine Anayasa"nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Temyiz konusu yapılan mahkeme kararı HMK"nun 297. maddesinde belirtilen unsurlardan, özellikle gerekçeden yoksun olup Yargıtay denetimine elverişli değildir.
Diğer yandan, dosya kapsamından dava konusu dairenin, konut kredisi karşılığında davalıya verileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda, tüm ortakların hangi tarihte ve ne miktarda kredi sağlamaları gerektiği, davacı ile davalı arasında banka kredisi karşılığında belli bir miktarın ödenmesi konusunda anlaşma bulunup bulunmadığı, davacının dayandığı senetlerin belli bir meblağ üzerinde anlaşma niteliğinde olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bunun yanı sıra, konut bedeli dışındaki davacı taleplerinin dayanakları araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2) Bozma neden ve şekline göre, davacı ve müdahilin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
3) Temyiz dilekçesi süresinde hakime havale ettirilmiş ise de temyiz defterine kaydettirilmediği gibi temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü H.U.M.K.nun 434"ncü maddesinde açıklanmış olup buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Davalı vekili tarafından bu işlemler yapılmamış, sadece temyiz dilekçesinin hakime havale ettirilmesi ile yetinilmiştir. Temyiz defterine kaydettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.5.1985 gün ve 1984/5 esas, 1985/1 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK`nun 434/3 maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Buna göre, somut olayda, temyiz defterine kayıt bulunmadığından, bu İBK"nın uygulanması gerekmemektedir. Bu itibarla davalı vekili tarafından bu işlemler yapılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesine konu temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile müdahilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı ve müdahil yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile müdahilin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.