Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların, müşteki ...’dan 67.000 TL’ye devraldıkları market karşılığında, bir miktar nakit para ve başka çekler ile birlikte sanık ...’ın babası ... adına, adı geçenin bilgi ve rızası dışında 28/02/2011 keşide tarihli ve 27.000 TL bedelli çeki keşide edip verdikleri, müşteki tarafından bahse konu çekin tahsil amacıyla bankaya ibrazında, keşideci imzasının banka kayıtlarındaki imza ile uygunluk göstermemesi nedeniyle ödenmediğinin iddia edildiği somut olayda, müştekinin şikayet sırasındaki beyanında devir ücretinin büyük bir kısmının ödendiğini, bahse konu çek bedelinin de 6.500 TL"sinin ödendiğini, toplam 20.500 TL alacağının kaldığını belirtmesi, sanık ..."ın da kovuşturma aşamasında çek borcunu kabul ederek ödeme yapmaya devam ettiğini, toplam 11.000 TL borcu kaldığını belirtmesi babas..."ın da oğlunun kendi yokluğunda şirketi ve işlerini idare ettiğine dair beyanıda nazara alınarak, sanıkların suç işleme kastıya hareket ettiklerine dair savunmalarının aksine, her türlü şüpheden uzak, somut delil bulunmadığı gözetilmeden atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi, Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.