1. Hukuk Dairesi 2016/15145 E. , 2020/484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat istekli dava sonunda, yerel mahkemece davanın tazminat isteği yönünden kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan anneleri...’in dava konusu 237 ada 47 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3, 4, 5 no’lu bağımsız bölümleri, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğlu ...nın kayınbiraderi olan dava dışı ...’e, adı geçenin de muvazaalı olarak davalı ...’ya satış yoluyla temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde zararın faiziyle birlikte tazminini istemişlerdir.
Davalı, kayıt maliki olmadığını, davacıların mirasbırakanla ilgilenmediklerini, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediğini, mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmazlar da bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihi itibariyle davalının kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle iptal tescil isteği yönünden davanın reddine, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle tazminat isteği yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar davacı tarafça hükmedilen tazminat miktarı yönünden temyize getirilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...’in 10.12.2011 tarihinde ölümü üzerine davacı çocukları ...,... ve ...ile davalı oğlu ...’nın mirasçı kaldıkları, ... Noterliğinin 08.03.2013 tarih 7609 yevmiye no’lu mirasçılık belgesine göre davacıların her birinin miras payının ¼ olduğu, dava konusu 237 ada 47 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3, 4, 5 no’lu bağımsız bölümlerin tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 19.12.2003 tarihinde satış yoluyla davalı ...’nın kayınbiraderi olan dava dışı ...’e, adı geçenin de 18.11.2005 tarihinde satış yoluyla mirasbırakanın oğlu olan davalı ...’ya, adı geçenin de 20.06.2013 tarihinde satış yoluyla dava dışı ...’a, adı geçenin de 22.11.2013 tarihinde satış yoluyla dava dışı ...’e, adı geçenin de 04.03.2014 tarihinde satış yoluyla tekrar dava dışı ...’a temlik ettiği, eldeki davanın davalı ...’ya karşı 19.08.2014 tarihinde açıldığı, davalının dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir.
Öte yandan; 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda harca esas değerin taşınmazın değeri olacağını düzenlemiştir. Bu değerin dava tarihindeki rayiç değer olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır.
Somut olayda; davanın 10.200 TL değer gösterilmek suretiyle iptal tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğiyle terditli olarak açıldığı, aşamalarda harcın tamamlanmasına esas değer belirtilmeksizin, mahkemece kurulan usulsüz ara kararı uyarınca, davacı tarafça 30.06.2015 tarihinde 1.371,84 TL tamamlama harcının yatırıldığı, dava tarihi itibariyle çekişme konusu 3 no’lu bağımsız bölümün değerinin 90.000 TL, 4 no’lu bağımsız bölümün değerinin 95.000 TL, 5 no’lu bağımsız bölümün değerinin 100.000 TL olmak üzere toplam değerin keşfen 285.000 TL olarak saptandığı, bu miktardan davacıların her birinin ¼ er miras payına isabet eden değerin ayrı ayrı 71.250 TL, davacıların toplam ¾ miras payına isabet eden değerin ise 213.750 TL olduğu, ancak nispi peşin harcın bu miktar üzerinden tamamlanmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca; davacılara Harçlar Kanunu 30. ve 32. maddeleri gereğince nispi peşin harcın tamamlanması konusunda usulünce süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde bu miktar üzerinden, aksi halde HMK 26. maddesi gözetilmek suretiyle taleple bağlı kalınarak harcı ikmal edilen miktar üzerinden tazminatın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davacıların payları toplamı kadar tazminatın kabulüne karar verilmesi gerekirken davalının payına isabet eden miktar üzerinden kabul kararı verilmesi de doğru değildir.
Davacıların değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.