8. Hukuk Dairesi 2019/1660 E. , 2019/3311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı 15.04.2011 ve 15.05.2014 başlangıç tarihli yazılı kira akitlerine dayanarak 19.11.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 17.012013 – 17.11.2014 tarihleri arası 10.300,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 01.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 08.12.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin takipte gösterilen kadar kira borcu bulunmadığını, müvekkilinin son altı aya kadar kiraları alacaklıya elden ödediğini, altı ay önce de müvekkilinin kiraları bankadan ödemek istediğini, ancak alacaklı banka hesap numarası vermeyince müvekkilinin de kiraları ödemediğini, hatta müvekkilinin postaneden kapıda ödemeli olarak kira alacağını gönderdiğini, ancak alacaklı kabul etmeyince paranın müvekkiline iade olduğunu, müvekkilinin alacaklıya 6 aylık kira borcu bulunduğunu, bunun da aylık 500 TL’den 3.000 TL ettiğini, müvekkilinin bu borcu ödememesinde kendi kusuru olmamasına rağmen, 3.000 TL’yi vekalet ücreti ve masrafları ile birlikte 3.406,50 TL olarak ödeyeceğini, takibin geri kalan kısmına ve ferilerine itiraz ettiğini, nitekim müvekkilinin son 6 ay dışında tüm kiraları ödediğini, dosyaya yapılan ödeme ile de başkaca bir borcu kalmadığını bildirerek, borca kısmi itirazda bulunmuştur. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve 2015/13274 E., 2016/7222 K. sayılı ilamı ile; “Davacı alacaklı, taraflar arasında düzenlenmiş 15.04.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak 19.11.2014 tarihinde kiracı hakkında başlatmış olduğu icra takibi ile, 17.01.2013 – 17.11.2014 tarihleri arasındaki 10.300,00 TL kira bedelinin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı borçlu 08.12.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, müvekkilinin son altı aya kadar kiraları alacaklıya elden ödediğini, altı ay önce de müvekkilinin kiraları bankadan ödemek istediğini, ancak alacaklı banka hesap numarası vermeyince müvekkilinin postaneden kapıda ödemeli olarak kira alacağını gönderdiğini, ancak alacaklı kabul etmeyince paranın müvekkiline iade olduğunu, müvekkilinin bu borcu ödememesinde kendi kusuru olmamasına rağmen, 3.000 TL’yi ödeyeceğini bildirerek takibin geri kalan kısmına ve ferilerine itiraz etmiştir. Yani davalı borçlu takibe karşı itirazında, davacı alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. İİK"nin 269/2. maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. İİK"nin 63. maddesine göre de davalı borçlu itiraz sebeplerini değiştiremez genişletemez. Davalı borçlu az önce değinildiği gibi itirazında kiracılık ilişkisini inkar etmeyip, borca itirazda bulunduğundan kira ilişkisinin ve borç miktarının kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; davacı vekili ve davalı vekilinin 01/10/2018 tarihli celsede müştereken dava konusu taşınmazın tahliye edildiğini beyanla tahliyeye ilişkin davanın konusuz kaldığı, itirazın kaldırılması konusuna gelince, davacı yanın birikmiş kira alacağı için davalı aleyhine icra takibine giriştiği, davalının 08/12/2014 tarihinde yapmış olduğu itirazında kira miktarına itiraz ettiği, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiği, Yargıtay kararı ile davacının kira ilişkisine itiraz etmediği, sadece kira borcu olmadığı yönünde itirazda bulunduğu sebebiyle kararın bozulduğu, Yargıtay kararına uygun olarak alınan rapora göre davalının borcunu ödemediğinin sabit olduğu gerekçesiyle itirazın kaldırılmasına, tahliye yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
1.Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının takibe yönelik itirazının kaldırılmasını ve kiralananın tahliyesini istemiş, mahkemece davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, davacının tahliye istemi yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece davacının itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu hususta bir karar verilmemesi doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 3.maddesi hükmü gözetilerek HUMK"un 428 ve İİK"nin 366.maddesi uyarınca kararın vekalet ücretine hasren BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, ve peşin harcın istek halinde temyz edenlere ayrı ayrı iadesine, 27/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.