Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1058
Karar No: 2022/758
Karar Tarihi: 01.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1058 Esas 2022/758 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1058 E.  ,  2022/758 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.12.2016 tarih ve 2006/512 E- 2016/871 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin usulden reddine-kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.11.2019 tarih ve 2017/934 E- 2019/1464 K. sayılı kararın birleşen davada (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/44 esas sayılı dosyası) duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.01.2022 günü hazır bulunan asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili Av. ... ile karşı taraf vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı şirkete işlerinin görülmesi için nakdi ödemeler yaptığını, şirket banka hesabından veya şirketten alacağı olanların banka hesabına aktarma yaptığını ve şirket için kredi kartı ve nakdi olarak harcamalarda bulunduğunu, bu harcama ve nakdi ödemelerinin tarafına ödenmesi için Ankara 28. Noterliği'nden 02/08/2006 tarih ve 11640 yevmiye numaralı ihtarname keşide ettiğini, ancak ödeme yapılmadığından alacağın tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün 2006/8118 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, haksız itiraz nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile davalının % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının davalı şirkette 8 yıl süreyle yönetim kurulu üyesi genel müdür sıfatı ve yetkisi ile ve hissedar olarak yer aldığını, bu süreç zarfında zimmetine yaklaşık 3.404.505,51 TL geçirmiş olup şahsi cari hesabının bu kadar açık verdiğini, bu durumun YMM özel denetleme raporu ile ortaya konulduğunu, Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nin 2007/44 esasına kayden alacak davası açıldığını, her iki davanın konusu ve tarafları aynı olduğundan birleştirilmesi gerektiğini, davalı şirketin bünyesinde yaklaşık 10 adet daha şirket bulunduğunu, şirketler grubunun yurt içinde ve yurt dışında inşaat taahhüt işlerini yaptığını, sulama kanalları, barajlar, köprüler, formula 1 pist ve tribün inşaatları, havaalanları pistleri ve terminal binaları gibi büyük taahhüt işleri yaptıklarını, davacının murahhas aza sıfatıyla şirketin zimmetine 3.404.505,51 TL geçirdiğini, bunları iade etmediğini, bu nedenle olayın sadece bir cari hesap bakiyesi şeklinde görülmesi ve değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, yapılacak inceleme ile davacının böyle bir meblağı gerçekten koyup koymadığı, şirketin o tarihte böyle bir finansa ihtiyacı bulunup bulunmadığı, davacının yaptığı harcama tarihleri ile bunların gündeme getirilip istenildiği tarihler arasındaki zaman farkları dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapmak gerektiğini belirterek haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
    Birleşen davada (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/44 Esas sayılı dosyası) davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara Ticaret Sicil Memurluğu'nun 57700 sicil numarasında kayıtlı şirkette 1998 yılından beri davalı ...'nun murahhas aza ve müdürü sıfatıyla görev yaptığını, şirketi temsile ve ilzama yetkili olduğu şirketin Özbekistan'da bulunan işleri için yetkili davalı adına banka hesabı açtırıldığını, bu hesaba inşaat işlerinde kullanılmak üzere havalelendirildiğini, şirket kayıtlarına göre 2.495,000 USD'nin davalı şirket müdürünün zimmetinde gözüktüğünü belirterek toplam 2.495.000,00 USD (3.404.505,51 TL)'nin ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak karşılığının dava tarihinden itibaren yabancı para için uygulanan faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin murahhas aza ve şirket müdürü olarak görev yaptığı dönemde şirketin Özbekistan'da üstlendiği inşaat işlerinin yapımı için o ülkedeki mevzuatın zorluğu nedeniyle müvekkili adına hesap açıldığını, bu hesaba Türkiye'den şirket tarafından havale edilen paraların müvekkili tarafından verilen vekaletname ile şirketin Özbekistan'daki yetkili çalışanları tarafından hesaplardan çekilerek inşaat işlerinde harcandığını, Özbekistan'daki hesapların Türkiye'deki şirket hesaplarına intikal ettirilmemesi nedeniyle müvekkilinin kayden borçlu gözüktüğünü, müvekkilinin şirketten olan alacağının tahsili için Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/512 esas sayılı dosyasında açtıkları davadan sonra karşılık dava olarak bu davanın açıldığını, müvekkilinin şirkete böyle bir borcu bulunmadığını, zimmetine para geçirmesinin söz konusu olmadığını, savcılık tarafından yapılan kovuşturma sonucu takipsizlik kararı verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen davada (Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/803 Esas sayılı dosyası) davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin ortağı, yönetim kurulu üyesi, murahhas azası ve genel müdürü sıfatıyla davalı şirkette görev yaptığı sırada davalı şirketin T. Vakıflar Bankası TAO ile imzaladığı bir kısım kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, ayrıca işbu kredi sözleşmesindeki kefaletin teminatını oluşturmak üzere 130.000,00 TL tutarında bir adet çek verdiğini, müvekkilinin davalı şirketteki bir kısım hissesini devrettikten sonra 16/08/2006 tarihi itibariyle şirketteki görevinden ayrıldığını, müvekkilinin 05/06/2009 tarihinde anılan çek bedelini ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2009/10526 esas sayılı takip dosyası ile Vakıflar Bankası'na şahsen vermiş olduğu 130.000,00 TL tutarlı çekin ilgili bankaca tahsil sebebiyle asıl borçlu şirketten rücuan tahsili talebiyle davalı şirket aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız ve mesnetsiz yere takibe itiraz etmek suretiyle takibin durmasına sebep olduğunu belirterek itirazın iptaline, % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalıya tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, ancak davacı vekilinin 21/06/2010 tarihli oturumdaki beyanında, cevap ve itirazlarını tekrarladığı görülmüştür.
    Mahkemece; asıl davanın kabulüne, davalı şirketin Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün 2006/8118 sayılı takip dosyasında itirazının 122.841,70 TL asıl alacak, 2.339,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 125.180,70 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, hükmolunan meblağın % 40'ı oranında hesaplanan 50.072,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleştirilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/44 Esas sayılı davada, ticari defter kayıtları ve kayıtların dayanağı havaleler itibariyle davalı ...'ya gönderilen miktar 3.370.722,72 TL karşılığı 2.469.672,60 USD olduğu, davacı şirketten çekilen paraların kapatıldığına ilişkin resmi bir evrak ve kayıt sunulmadığı, Özbekistan resmi makamlarına sunulan raporlarda da söz konusu paralar yer almadığı, Özbekistan'da açılan hesap şahıs hesabı olduğu, davalı tarafça bu paraların vekaletname ile şirket çalışanları tarafından çekilip şantiye kasasına konulduğu belirtilmiş ise de bu hususun belgelendirilmediği, davanın niteliği itibariyle kanıt yükünün ve gönderilen paraların uhdesinde olmayıp şirket adına harcandığı veya kullanıldığı hususunun davalı tarafça belgelendirilip kanıtlanması gerektiği, tahsilat makbuzları, belgeleri ve faturalarının sunulamadığı, gerek Özbekistan’dan gelen evrak gerekse şirketin yasal resmi defterlerinde merkezden gönderilen paraların Özbekistan şantiyesi işi ile ilgili harcandığını gösteren bir kayıt ve belgenin olmadığı, faturasız olarak harcama yapılması durumunda dahi buna ilişkin teslim fişi, malzeme teslimine ilişkin imzalı bir belgenin olması gerektiği, herhangi bir evrak alınmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu miktar davacı zararı oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.469.672,60 USD'nin 25/01/2007 dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca birer yıllık dönemler itibariyle USD mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleştirilen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/803 Esas sayılı davada, davanın kabulüne, davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2009/10526 Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının 130.000,00 TL asıl alacak, 673,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 130.673,00 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, hükmolunan meblağın % 40'ı oranında hesaplanan 52.269,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, asıl davada ve birleştirilen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi davasında davalı birleştirilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde davacı ...Ş. vekilinin ilk derece mahkemesinin asıl dava olan Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/512 Esas sayılı dava dosyası ve birleştirilen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/803 Esas sayılı dava dosyasına ilişkin kararlarına karşı katılma yoluyla istinaf başvurusunun usulden reddine, birleştirilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/44 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davacı ... Anonim Şirketi tarafından davalı ... adına Uzbekistan Turkish Bank nezdinde 22/10/2004 tarihinde açılan 200206-80-9-97572395-001 no'lu hesabına 2.470.000 USD gönderildiği, ancak 327,40 USD'nin muhabir komisyonu olarak kesildiğinden geriye 2.469.672,60 TL USD kaldığı, bu paranın 299.100,00 USD'nin davalı ..., 589.483,00 USD'nin davalının verdiği vekaletname ile davacı şirketin Özbekistan'daki Şantiye Proje Müdürü... ve 1.563.750,00 USD'nin de yine davalı ...'nun verdiği vekaletname ile davacı şirketin Özbekistan'daki Şantiye Muhasebe Müdürü ... tarafından çekildiği, 17.439,60 USD'nin ise havale komisyonu olarak alındığı, davalı ...'nun çektiği 299.100,00 USD'nin davacı şirket adına harcayıp kullanıldığını gösterir geçerli belge/belgeler sunamadığından bu miktardan sorumlu olduğu, davacının dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin belge sunmadığından dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca birer yıllık dönemler itibariyle USD mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerektiği, her ne kadar davacı şirket tarafından davalı ...'nun şahsi hesabına davacı şirketin Özbekistan'daki inşaat işinde kullanılmak üzere 2.469.672,60 TL USD göndermiş ise davalı ...'nun bizzat 299.100,00 USD çektiği, geri kalan miktarın davacı şirketin Özbekistan Şantiyesinde kullanılması için şantiye proje müdürü ve şantiye muhasebe müdürüne verdiği vekaletnameye dayanarak adı geçen şirket çalışanları tarafından çekildiği, davacı şirketin bu durumdan haberdar olmadığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı şirketin bu kişilerin vekaletname ile çektiği paralar nedeniyle bu kişiler aleyhine dava açtığına ilişkin dosya içerisinde de herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, adı geçenlerin yeminli beyanlarında çekilen tutarların şirketin işlerinde harcanarak bunlara ilişkin mutabakat cetvellerinin şirkete gönderildiğine dair beyanları; davacı şirketin davalı hakkındaki defter kaydının Türkiye İş Bankası'na sunulan kayıtlarla çeliştiği davalının doğrudan çekmediği paradan sorumlu tutulmasının davacı şirketin Özbekistan şantiyesine ilişkin işlemlerinin özelliği dikkate alındığında mümkün olmadığı gerekçesiyle, asıl davada ve birleştirilen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi davasında davacı birleştirilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davalı ... vekilinin birleştirilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/44 Esas sayılı dosyasındaki karara karşı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 07/12/2016 gün ve 2016/512 Esas 2016/871 karar sayılı kararının Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/44 Esas sayılı dosyasına ilişkin 3 numaralı bendindeki hükmünün kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; 299.100,00 USD'nin 25/01/2007 dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca birer yıllık dönemler itibariyle USD mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı birleşen davada ( Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/44 Esas sayılı dosyası) taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, aşağıda belirtilen hususlar dışında, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2- Dava, yönetici sorumluluk davasıdır.
    Yurt içinde ve yurt dışında inşaat sektöründe faaliyet gösteren davacı şirket, Özbekistan’da yürüttüğü faaliyetler kapsamında davalı adına açılan şahsi banka hesabına gönderilen paraların, şirket işlerinde kullanıldığının belgelendirilemediğini, davalı tarafından zimmetine geçirildiğini ileri sürerek, gönderilen paraların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Taraflar arasında davalının sorumluluğunun kaynağı olarak gösterilen banka hesabının davacı şirketin Özbekistan’daki taahhüt işleri için gereken likidite için kullanılmak üzere davalı adına açılması olgusu ve bu hesaba şirket merkezinden gönderilen paranın tutarı bakımından bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 338. maddesinde sorumluluk davalarında şirket yöneticilerinin ters çevrilmiş ispat yükümlülüğü bulunduğu, diğer bir anlatımla, kendilerine sorumluluk isnat edilen şirket yöneticilerinin, zarara yol açtığı iddia edilen eylemlerden dolayı kusurlu olmadıklarını, sorumluluklarının bulunmadığını ispat yükü altında oldukları belirtilmiştir. Bu düzenlemeye ve Dairemizin konuyla ilgili yerleşmiş içtihatlarına göre, bu nitelikteki bir davada, öncelikle, davacı şirket tarafından davalı yöneticinin kusuruna dayalı olarak meydana gelmiş maddi bir zararın varlığı ispatlanmalıdır. Zarar, en genel tanımıyla, kusurlu bir hareket sonucunda kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeye işaret eder. Zararın doğrudan yahut dolaylı olarak husule gelmesi mümkün ise de her iki halde de mal varlığında gerçek bir kaybın varlığını gerektirdiği kuşkusuzdur. Bu anlamda, sorumluluk davaları bakımından davacı şirketçe, davalı yöneticinin kusuru nedeniyle şirketin gerçek bir zarara uğradığının iddia ve ispat edilmesi gerekir. Öte yandan, hukuk sistemimizde hayatın olağan akışının fiili karine olarak kabul gören bir ispat vasıtası olduğu, fiili karine denen yaşam deneyi kurallarının tarafların olay iddialarının doğruluğu veya bir delilin güvenilebilirlik derecesi hakkında, hakimin kanaat edinmesine yarayan, yaşam deneylerinin ortaya koyduğu değer hükümleri olduğu (Bilge Umar/Ejder Yılmaz:İspat Yükü, 2. Bası, İstanbul 1980, s.165 vd.174 ve 60 vd.), hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükünün hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşeceği (Prof.Dr. Baki Kuru:Hukuku Muhakemeleri Usulü, C.II, İstanbul 2001, s.2011) kabul edilmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında somut davaya bakıldığında; davacı şirketin Özbekistan’daki inşaat işlerini yürütmek üzere orada bulunduğu sabit ve çekişmesiz olan davalı ... adına Uzbekistan Turkish Bank nezdinde 22.10.2004 tarihinde açılan 20206-80-9-97572395-001 nolu şahsi hesaba, davacı şirket tarafından inşaat işlerinde kullanılmak üzere 24.11.2004-06.06.2006 tarihleri arasında toplam 2.470.000 USD gönderilmiş olduğu, gönderilen 2.470.000 USD’nin 327,40 USD’sinin muhabir komisyonu olarak kesildiği, geri kalan 2.469.672,60 USD’nin 299.100,00 USD’sinin davalı ... tarafından, 589.483,00 USD’sinin vekaletname ile Proje Müdürü... tarafından, 1.563.750,00 USD’sinin vekaletname ile Muhasebe Şefi ... tarafından, 17.439,60 USD’sinin ise havale komisyonu olarak çekildiği, yaklaşık 19 aylık süre zarfında para akışının ve buna paralel olarak inşaat işlerinin devam ettiği, bu sürede davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmaksızın para aktarımına devam edildiği, hesabın bu işleyiş şekli, tanık olarak dinlenen ... ve...’ın davalının savunmalarını doğrulayan beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacı yanın, davalı ... davadışı şirket yetkilileri tarafından çekilen paranın, hesabın açılma gayesine uygun olarak üstlenilen taahhüt işi için harcanmadığını ve bu suretle davacı şirketin gerçek manada bir zarar gördüğünü ispatlayamadığının kabulü ile davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken, sırf belge düzenine aykırılık nedeniyle varlığı öngörülen ve bu yönüyle varsayımsal nitelikteki bir zararın varlığı üzerinden değerlendirme yapılmak ve bu yöndeki kabul ile de çelişki oluşturacak şekilde bir kısım belgeye bağlanamayan harcamalardan davalının sorumlu tutulamayacağına ilişkin bir gerekçeye dayalı olarak davanın kısmen kabulü doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ...Ş.'den alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...'na iadesine, 01/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi