8. Hukuk Dairesi 2012/6734 E. , 2013/1233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... (...) aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi"nden verilen 27.03.2012 gün ve 77/269 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekil edeninin davalı ... (...) ... ile 21.07.1996 tarihinde evlendiklerini, ... 8. Aile Mahkemesi"nin 10.07.2008 tarih ve 2007/888 Esas, 2008/578 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, evlilik birliği devam ederken vekil edeninin 1997 yılı Temmuz ayında S.S.K. Gurur Yapı Kooperatifine üye olduğunu, dava konusu taşınmazın parasını yani kooperatif payı aidatlarını ödemeye başladığını, buna ilişkin belgelerin ve banka havalelerinin bulunduğunu, tüm ödemelerin vekil edeni tarafından yapıldığını, 4687 ada 5 sayılı parselde kayıtlı bulunan meskenin davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, ayrıca taşınmazla ilgili olarak dekorasyon harcamaları yaptığını, konut içerisinde ev eşyalarının yer aldığını açıklayarak ev dekorasyon ve eşyaya ait fazla hakları sakla kalmak üzere toplam 150.000 TL katkının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... (...) vekili 15.02.2010 havale tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu kooperatiften edinilen meskeni kendi altınları, ailesinin yaptığı yardım ve iğne oyası yapmak suretiyle elde ettiği paralarla aldığını, davacıyla bir ilgisinin bulunmadığını,... 8. Aile Mahkemesi"nin ilamından kaynaklanan nafaka ve tazminat alacaklarının tahsili için ...16. İcra Müdürlüğü"nün 2009/1144 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, 09.02.2010 tarihi itibariyle davacının vekil edenine icra yoluyla verilmesi gereken 18.325,91 TL borcu bulunduğunu, ayrıca ... 8. İcra Ceza Mahkemesi"nin 2009/729 esas 2009/3902 Karar sayılı hapsen tazyik kararı ile ilgili dosya nedeniyle davacının 160,00 TL vekalet ve 12,00 TL yargılama gideri borcu olduğunu açıklayarak bu borçların alacaktan takas yolu ile düşürülmesini, bundan ayrı evin ve diğer eşyaların kişisel mal olması, zamanaşımının geçmiş bulunması ve davacının katılma alacağının olmaması nedeniyle davacının açtığı davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ise takas def"inin göz önünde bulundurulmasına ve kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “davacının davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL katkı payı talebinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili
- 2 -
2012/6734 - 2013/1233
tarafından hüküm altına alınan miktarın az olduğu, iğne oyası yapmakla ev alınamayacağı, dava değeri üzerinden davanın kabulü gerektiği, davalı vekili ise, davalının mali durumunun bu yeri almaya uygun olduğu, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu, 32.500,00 TL alacak hesabına ne şekilde ulaşıldığı hususunun gerekçelendirilmediği, davacının icradan dolayı toplam borcu 34.494,00 TL olup delillerinin usulüne uygun toplanmadığı gerekçesi ile temyiz etmiştir.
Dava, 743 sayılı TKM"nun (Mülga) 170. maddesi gereğince eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen maldan kaynaklanan katkı alacağı ile eve yapılan iyileştirme ve ev eşyalarından doğan para alacağı isteğine ilişkindir. İstek çok açık olmadığından kesin bir nitelendirme yapma olanağı bulunmamıştır.
Taraflar, 21.07.1996 tarihinde evlenmişler, 28.11.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve 28.11.2008 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasında evlendikleri 21.07.1996 tarihinden TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı, 28.11.2007 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202,4722 sayılı K.m.10/ı). Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı 28.11.2007 tarihinde sona ermiştir (TMK.m.225/2).
Mahkemece, kısa kararda herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ve takas def"ine de dokunulmaksızın sadece 20.000,00 TL katkı payı isteğinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde de aynı ifade yer almıştır. Takas define ilişkin gerekçe ise, kararın gerekçe kısmında açıklanmıştır. Kesinleşen kararların infazına konu olan kısmını gerekçeli kararın hüküm fıkrası oluşturmaktadır. Hüküm fıkrasında takasla ilgili herhangi bir bilgi yer almadığına göre, bu şekilde kurulan hüküm infazda duraksamaya yol açmaktadır. HMK"nun 297. maddesinde bir hüküm fıkrasında bulunması gereken hususlar tek tek ve bentler halinde sayılmıştır. Verilecek hükmün Kanunun bu maddesine uygun olması zorunludur. Anılan maddenin 2 nolu fıkrasında, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, denilmektedir. Verilen hüküm fıkrasının yapılan açıklamalara uygun olduğu söylenemez. Kısa kararda belirtilen açıklama ile hüküm fıkrasının bir nolu bendindeki açıklama aynı olduğundan kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğunu söylemekde oldukça güçtür. Az önce de açıklandığı gibi hüküm fıkrasında, takas def"ine ilişkin gerekçe ve açıklamanın yer almaması nedeniyle infazda duraksama yaratacağından bu husus bozma nedeni sayılmaktadır. Öte yandan hüküm fıkrası aynı zamanda kamu düzenine ilişkin olup Mahkemece HMK"nun az önce açıklanan maddesine uygun biçimde kurulması zorunludur.
Davalı vekili, yukarıda özeti açıklanan 15.02.2010 tarihli cevap dilekçesinde, delillerini de göstermek suretiyle takas ve zamanaşımı definde bulunmuştur. Dava konusu ev 31.12.1997 tarihinde edinilmiştir. Dava, mal ayrılığı döneminde edinilen maldan kaynaklanan katkı payı alacağı olup, 743 sayılı TKM"nin 5. maddesi yoluyla Borçlar Kanunun 818 sayılı Kanunun 125 (TBK.m.146) maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunmaktadır. Bu nedenle zamanaşımı süresinin başlangıcı boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz evliliğin yapıldığı 21.07.1996 tarihinden yaklaşık bir buçuk yıl sonra 31.12.1997 tarihinde davalı tarafından edinilmiştir. Davacı ...’in bizzat kendi imzası ile boşanma dosyasına (... 8. Aile Mahkemesi"nin 2007/888 Esas) sunduğu 22.01.2008 havale tarihli cevap dilekçesinin 3/14 sayılı sayfasında;
- 3 -
2012/6734 - 2013/1233
“...eşimin babasının yardımı sayesinde evi satın almak için gerekli parayı denkleştirip evi satın aldım..” ifadesini kullanmıştır. Taşımazın dava tarihindeki gerçek değeri Mahkemece 155.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece kabul edilen 32.500,00 TL"ye oranlandığında yaklaşık %21 oranında davacı yararına katkı alacağına hükmedildiği yapılan hesaplama sonucu belirlenmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler davacı tarafın cevap dilekçesinde ki beyanı, evlilikten kısa bir süre sonra söz konusu meskenin alınması, davalı tarafın ailesinin yaptığı parasal yardımlar vs. ile hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri gözönünde bulundurulduğunda 155.000,00 TL taşınmaz değeri üzerinden %21"lik orana isabet eden 32.500,00 TL"nin Dairece de uygun bulunmuştur. Bu nedenle hesaplamada bu miktar esas alınarak takas durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
TMK"nun 236/1. fıkrasının son cümlesinde, “alacaklar takas edilir”, amir hükmüne yer verilmiştir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada takas için ayrı bir davanın açılma zorunluluğu bulunmayıp, def"i olarak ileri sürülmesi yeterli görülmektedir. Ancak her ne kadar 236/1. fıkranın son cümlesinde “takas edilir” ibaresi emir niteliğinde ise de, karşılıklı alacakların takas edilebilmesi için takas def"ini ileri süren kişinin takas edilmesini istediği alacak miktarının da kesinleşmiş, kabul ve infaz edilebilir bir alacak olması gerekir. Yani kesin olarak hak edilmiş bir alacak olsun ki takas edilebilsin. Dosya arasında davalı tarafın cevap dilekçesinde gösterdiği takip dosyası yer almamaktadır. Bu durumda 09.12.2010 tarihi itibariyle takasa tabi tutulmasını isteği 18.325,91 TL"nin takas edilebilir unsurları taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi mümkün bulunmamıştır. Bu nedenle öncelikle takibe konu İzmir 16. İcra Müdürlüğü"nün 2009/1144 esas sayılı takip ve icra ceza dosyaları getirtilerek dosya arasına konulması, gerekirse İcra Müdürlüğü"nden karar verilecek tarihe göre, kesinleşmiş davacıya ait bir borcun bulunup bulunmadığının sorulması veya gerekirse bu konuda Uzman Bilirkişi"den rapor alınması ondan sonra alacak ve borcun takas edilip edilmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerekmektedir. Şayet takas edilecek kesinleşmiş alacak söz konusu ise, hüküm fıkrasında; önce davacının hak ettiği katkı alacağı miktarının yazılması, ondan sonra kesinleşen alacak miktarının takas nedeni ile katkı alacağından düşürülen miktarın açıklanması ve kalan kısmın tahsiline karar verilmesi gerekir. İstenen faiz vs. de gözönünde bulundurulmalıdır. Takasa ilişkin gerekçenin kararın gerekçe kısmında gösterilmesi sadece açıklayıcı nitelikte olup bağlayıcı bir niteliği bulunmamaktadır. Kararların hüküm fıkraları bağlayıcı özelliğe sahiptir.
Hüküm fıkrasının infaza elverişli olmaması nedeniyle infazda duraksama yaratması ve yukarıda açıklamalar göz öününde bulundurularak her iki tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün belirtilen nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 482,65 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya iadesine 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.