8. Hukuk Dairesi 2012/5204 E. , 2013/1232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi"nden verilen 03.04.2012 gün ve 1147/502 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde, vekil edeni ve davalının 1988 yılında evlendiklerini, evlilik birliğinin boşanma kararıyla sona erdiğini, Yargıtay ... Hukuk Dairesi"nden geçerek kesinleştiğini açıklayarak evlilik birliği sırasında edinilen 9236 ada 5 parselde bulunan ve kooperatif yoluyla edinilen mesken ile 1535 ada 51 sayılı parselde yine kooperatif yolu ile edinilen ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazlardan kaynaklanan 7.000,00 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini istemiş, 03.09.2009 tarihli dilekçesiyle de her taşınmaz için 3.500,00 TL isteğini bildirmiştir.
Davalı vekilleri 20.10.2008 tarihli süre uzatılmasına ilişkin süre tutum dilekçesi ile 03.12.2008 tarihli cevap dilekçelerinde, vekil edeninin İl Özel İdaresi"nde şube müdürü olduğunu belirli bir geliri bulunduğunu, ayrıca kooperatif yönetiminde yer alması nedeniyle huzur hakkı elde ettiğini, her iki taşınmazı da kendi birikimleri ile aldığını, 9236 ada 5 sayılı parselde bulunan kooperatif evinin davacı tarafından 04.11.1988 yılında noterde yaptığı satışla vekil edenine devrettiğini, bu nedenle davacının bu taşınmazda bir katkısının olmadığını, 1535 ada 51 sayılı parselde bulunan yazlık evin de kooperatif yoluyla edinildiğini, 28.02.1994 tarihinde noterde yapılan satışla vekil edeni tarafından üçüncü kişiden alındığını, 29.01.2009 tarihinde ferdi mülkiyete geçilmesi nedeniyle davalı adına tapu kaydının oluştuğunu açıklayarak her iki taşınmaz bakımından davacının isteklerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların davalının kişisel gelirleri ile edinilen kişisel malları olduğunu gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
-2-
2012/5204- 2013/1232
Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, her ne kadar 9236 ada 5 nolu parselde bulunan mesken, 04.11.1988 tarihinde noterde yapılan satışla vekil edeni tarafından davalıya satılmış ise de, esasen davalının konumu nedeniyle daha uygun kredi çekmesi mümkün bulunduğundan kredi alması nedeniyle bu satışın yapıldığını, gerçek satış olmadığını, zaten satış yapıldığı tarihte kooperatif evinin % 75"inin tamamlandığını, 1993 yılında ferdi mülkiyete geçmesi nedeniyle davalı adına tapu kaydının oluştuğunu, 1535 ada 51 sayılı parseldeki yazlık evinde evlilik sırasında ve karşılıklı güvene dayalı olarak edinildiğini ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, vekil edeninin de öğretmen olarak çalıştığını, geliri bulunduğunu ve katkısının olduğunu belirterek istekte bulunmuştur.
Taraflar, 15.11.1988 tarihinde evlenmiş, 23.06.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve 28.02.2008 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır.
Eşler arasında evliliğin yapıldığı 15.11.1988 tarihinde TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM"nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden 01.01.2002 tarihinde boşanma davasının açıldığı 23.06.2005 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m. 202, 4722 sayılı Kanun.m.10/1). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı 23.06.2005 tarihinde sona ermiştir.
Uyuşmazlık konusu 9236 ada 5 sayılı parselde bulunan ve kooperatif yoluyla edinilen mesken 21.12.1990 tarihinde tahsis edilmiş, 28.12.1993 tarihinde ferdi mülkiyete geçmesi ile davalı adına tapu kaydı oluşmuştur. Ancak söz konusu mesken evlilik tarihi olan 15.11.1988 tarihinden önce 04.11.1988 tarihinde davacı tarafından ileri sürülüş iddiasına göre daha kolay kredi olma olanağı bulunduğu gerekçesiyle davalıya noterde üyelik hakkını satış yoluyla devrettiği anlaşılmıştır. Ve bu tarihte iddiaya göre kooperatifin %75"inin bittiği ve evin inşaatının bu oranda tamamlandığı, kalan % 25"inin ise 04.11.1988 sonra tamamlandığı ileri sürülmüştür. Mahkemece, bu husus üzerinde durulmamış alınan taşınmazın davalının kişisel malı olduğu görüşüyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten söz konusu evin %75"i 04.11.1988 tarihinden önce yani taraflar daha evlenmeden tamamlanmış ise, bu oran davacının kişisel malı sayılır. Ancak bu dönemde edinilen taşınmazın mal rejimi ile bir ilgisi olmamaktadır. 15.11.1988 tarihinden yani evlenmeden önce edinilen mallar ortak gelirlerle alınmış olsa bile bu tür alacaklara ilişkin davalar genel hükümlere göre Genel Mahkemelerde bakılmaktadır. Belirtilen alacaklara ilişkin davaların Aile Mahkemeleri"nde görülme olanağı bulunmamaktadır. Ancak % 25 oranına isabet eden kısım evlilik birliği süresi içinde tamamlanmış ise, iddianın kanıtlanması halinde davacının bu oran üzerinden gelirlerine göre katkı payı alacağı hakkı olabilir. Söz konusu ev için davalı tarafından Emlak Bank"tan 20.02.1991 tarihinde 15 yıllık süreyle kredi aldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerle sabittir. Yani taşınmazın davacı tarafından davalıya devredildiği tarihten yaklaşık 2 yıl sonra söz konusu kredi çekilmiştir. Dairenin uygulaması gereğince her iki eş çalışıyor ve belirli bir gelire sahip iseler, evlilik birliği içinde edinilmiş mallar açısından katkıda bulunduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle % 25"lik oran bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, davalı tarafından 20.02.1991 tarihinde çekilen kredinin eve harcanıp harcanmadığı, tarafların bu oran bakımından katkılarının olup olmadığı, hususunun tanıklardan sorulması, 04.11.1988 tarihindeki satış sırasında inşaatın gerçek seviyesinin Teknik ve Uzman Bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi, aradan uzun zaman geçmiş olması nedeniyle bunun imkansız olması halinde
2012/5204- 2013/1232 -3-
taraf tanıklarının dinlenilmesi ve sorular yöneltilmesi suretiyle açıklığa kavuşturulması, bundan sonraki paragrafta açıklanacak olan tarafların gelirlerine göre katkı alacağının hesabının yapılması, buna karşın herhangi bir olumlu sonucu ulaşılmaması durumunda davacı tarafın dava dilekçesinde, “her türlü yasal delil” denilmek suretiyle yemin deliline de dayandığının kabulü ile yemin teklif hakkını kullanıp kullanmayacakları hususunun davacı taraftan sorulması, davalı tarafından yemin teklifini kabul etmeleri durumunda gereğinin yapılması ve ondan sonra sonuca gidilmesi gerekir.
Davacı vekilinin 1535 ada 51 sayılı parseldeki kooperatif yoluyla edinilen yazlıkla ilgili temyiz itirazlarına gelince; dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı 28.02.1994 tarihinde üçüncü kişiden Kooperatif üyeliğini devir alması suretiyle söz konusu taşınmaza sahip olmuştur. Bu Kooperatif evinin hangi tarihte teslim edildiği dosyadan anlaşılamamaktadır. Taşınmazın tamamının 01.01.2002 tarihinden önce mal ayrılığı döneminde mi edinildiği, yoksa tamamlanmayıp kısmi ödemelerin 01.01.2002 tarihinden sonra mı yapıldığı konusunda değerlendirme yapmak için teslim tarihi önem taşımaktadır. Bu taşınmazla ilgili istek hem katkı hem de katılma alacağına konu olabilir. Bu nedenle söz konusu taşınmaza ilişkin bilgi ve belgelerin Kooperatiften istenmesi, ödenen peşinat ile tüm taksitlere ilişkin ekstraların, ya da banka dekontlarının veya Kooperatif ödeme makbuzlarının getirtilerek dosya arasına konulması, kooperatif evinin hangi tarihte teslim edilip içinde oturulmaya başlandığı tarihin kooperatiften, bu mümkün değil ise durumu bilen tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, her iki tarafın memur olarak çalıştıkları ve gelirlerinin yaklaşık eşit olduğu gözönünde bulundurularak edinilen taşınmaza davacının da katkısının olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle evlenme tarihinden söz konusu taşınmazın edinildiği ve tamamlandığı tarihe kadar her iki tarafın gelirlerinin hesaplanması, kanıtlanan huzur hakkının davalı bakımından gelirlerine eklenmesi, bundan ayrı her birinin ayrı ayrı kişisel harcamalarının sosyal statülerine ve mesleki kariyerlerine göre hesaplanması, davacı eş bakımından 743 sayılı TKM"nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü gereğince yaptığı harcamaların kişisel harcamalarına eklenmesi, her birinin kişisel harcamalarının ayrı ayrı toplam gelirlerinden düşürülmesi ve böylece her eşin yaptığı tasarruf miktarlarının saptanması, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı oranının bulunması, şayet taşınmaz 01.01.2002 tarihinden önce teslim edilmiş ise, dava tarihindeki sürüm değeri ile davacının katkı oranının çarpılması sonucu davacının katkı alacağının tespit edilmesi gerekmektedir. Şayet söz konusu mesken 01.01.2002 tarihinden önce tamamlanmamış ve 01.01.2002 tarihinden sonra da ödemeleri yapılmış ise 01.01.2002 tarihinde boşanma davasının açıldığı ve mal rejiminin sona erdiği 23.06.2005 tarihindeki dönemde yapılan ödemelerin edinilmiş maldan karşılandığının kabulü ile bu zaman dilimine denk gelecek alacağın edinilmiş mallar kapsamında değerlendirilmesi, bu konuda uzman bir hukukçu bilirkişisi ve bir inşaat mühendisi ile bir mali müşavire dosya tevdii edilerek yapılan açıklamalar doğrultusunda katkı payı alacağı ve varsa katılma alacağı konusunda rapor sunulmasının istenmesi, (dosyadaki bilgi ve belgelere göre katılma alacağı konusunda açık bir istek görülmemektedir. Bu nedenle katılma alacağı isteğinin olup olmadığının davacı tarafa sorulması ve açıklığa kavuşturulması gerekir.) ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi düşünülmelidir.
TMK.nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiası ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Saptanan bu somut bulgular karşısında Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi doğru değildir.
2012/5204- 2013/1232 -4-
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.