Esas No: 2021/7876
Karar No: 2022/753
Karar Tarihi: 01.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/7876 Esas 2022/753 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/7876 E. , 2022/753 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davanın İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü.
Davacı Banka vekili, müvekkili nezdinde kredi kullanan davalının kredi taksitlerini ödememesi nedeniyle aleyhine İstanbul Anadolu 22.İcra Müd. 2015/23578 E. - sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak kısmi itiraz etmesiyle takibin durduğu ileri sürülerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı cevap dilekçesinde, davacı bankadan çektiği bireysel krediden doğan borcun Mahkemenin 2018/277 E. - sayılı dosyasında dava konusu yapıldığını, bunun dışında bireysel kredi çekmediğini, ancak banka nezdinde kredili mevduat hesabının bulunduğunu, bu hesaptan kaynaklanan borcunun da icra müdürlüğüne ödeyerek kapattığını savunmuştur.
Mahkemece, hükme esas bilirkişi raporuna istinaden, borcun 18.12.2013 tarihli kredili mevduat hesabı sözleşmesine dayalı olduğu, borcun 19.12.2015 tarihinde borcun 18 ay olarak yeniden yapılandırıldığı, ancak üç taksit üst üste ödenmemesi sebebiyle banka tarafından hesabın kat edildiği, davacı bankanın 2.767,39 TL asıl alacak, 50,15 TL temerrüt faizi ve 3,03 TL BSMV olmak üzere toplam 2.820,57 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının ise bu borcun 2.500 TL’lik kısmına itiraz etmediği, nitekim Bankanın da 267,39 TL üzerinden itirazın kaldırılması talebinde bulunduğu tespitine varılmış, ancak bilirkişi raporu uyarınca, 50,15 TL faiz ve 3,08 TL BSMV toplam 53,18 TL üzerinden itirazın iptaline, alacağın hesapla bulunabiliyor olması nedeniyle de icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, akabinde davacı vekilinin tavzih talebi üzerine, 1 no’lu hüküm fıkrası “Takibin itiraz edilmeyen 2.500 TL asıl alacak ile itiraz edilen miktarlar yönünden 2.500 TL’nin faizi olan 50,15 TL ve BSMV’si olan 3,03 TL olmak üzere toplam 2.553,18 TL üzerinde takibin devamına” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen kararın miktar itibariyle istinafı kabil değildir.
Karar aleyhine Adalet Bakanlığı tarafından HMK’nın 363. maddesi uyarınca Kanun Yararına Temyiz yoluna başvurulmuştur.
HMK’nın 363.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, hukukta birliğin sağlanması ve gelecekte benzer hataların önüne geçilmesi amacıyla ve kamu yararı mülahazasıyla, Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olağanüstü bir kanun yolu olan “kanun yararına temyiz” yoluna başvurulabilir. İncelemenin ileri sürülen temyiz sebepleriyle sınırlı olarak yapılması gerekir.
Somut olayda Adalet Bakanlığınca, davacının 267,39 TL bakiye borç ve fer’ileri üzerinden itirazın iptalini talep ettiği, davayı aydınlatma görevi kapsamında hakimin süresi içerisinde davacıya talebinin açıklattırılarak gerektiğinde eksik harcın da tamamlatılması ve bunun sağlanması halinde davayı bu miktar üzerinden karara bağlaması gerektiği halde bu husus gözetilmeksizin davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması talebinde bulunmuştur.
Somut olayda davacı vekili tarafından, 2.767,39 TL asıl alacak yönünden başlatılan icra takibinde davalı taraf asıl alacağın 2.500.-TL’lik kısmı yönünden borcu ödediğini ileri sürerek takipte yer alan 267,39 TL alacak, faiz ve fer’ilerine yönelik kısmı için itirazda bulunduğu, davacının da bu kısım yönünden itirazın iptalini talep ettiği, bu kısma ilişkin başvuru ve peşin harcın da eksiksiz olarak 27.11.2015 tarihli makbuzla mahkeme veznesine yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece ilk başta, davanın kısmen kabulü ile 267,39 TL’lik müddeabih üzerinden değerlendirme yapılarak davanın kısmen kabulüne ve 53,18 TL faiz ile BSMV alacağı toplamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş iken, daha sonra davacı Banka’nın tavzih istemi üzerine HMK’nın 305. maddesi uyarınca, takipte itiraz olunmayan 2.500.-TL asıl alacak ile itiraz olunan kısımda kalan 50,15 TL işlemiş faiz ve 3,03 TL BSMV olmak üzere toplam 2.553,18 TL üzerinden takibin devamına karar verildiği, davacının itirazda bulunmadığı 2.500.-TL’lik asıl alacak yönünden ödeme iddiasını takipten sonra da her türlü vasıtayla ispat edebileceği, Mahkemece infazda tereddüde yol açmamak için, itiraz olunmadığı için daha önce kesinleşen 2.500.-TL ile, itirazlı kısımda yer alan 267,39 TL’den kabul olunan 53,18 TL alacak toplamı 2.553,18 TL yönünden takibin devamına karar vermesine hukuka aykırılık bulunmadığı dikkate alınarak, Adalet Bakanlığı'nın yerinde görülmeyen kanun yararına temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yer alan sebeplerle, mümeyyiz Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz isteminin REDDİNE, gereğinin yapılması için karar örneğinin ve dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 01/02/2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.