13. Hukuk Dairesi 2019/2311 E. , 2019/6102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının davacı asil olan Belediyenin vekilliğini yaptığı dönemde 2010 yılı vekalet ücreti alacağına ilişkin olarak alması gereken yıllık tutardan fazla vekalet ücreti aldığını, yapılan bu fazla ödemenin iadesini sağlamak için aleyhine başlatılan icra takibine ise haksız yere itiraz ederek takibin durmasını sağladığını ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, açılan davanın haksız olduğunu, davacı belediyenin dava konusu edilen avukatlık ücretleri üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını, yasa gereği vekalet ücretlerinin avukatlara ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalının ... 12.İcra Müdürlüğünün 2011/5999 E. takip sayılı dosyasındaki 32.291,31 TL asıl alacak, 3.605,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.896,82 TL alacağa, asıl alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, ile birlikte tahsili hakkında yapılan takibe borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, ziyade talebin reddine, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
1-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan davacıya nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.