Hukuk Genel Kurulu 2018/1050 E. , 2021/1111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.04.1993-15.11.2011 tarihleri arasında davalı Akçakışla Belediye Başkanlığı nezdinde çalıştığını, ücretlerinden kesinti yapıldığını, 6772 sayılı Kanun uyarınca ödenmesi gereken ilave tediye ve ikramiye alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı Akçakışla Belediye Başkanlığı (Belediye) vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, muhasebe kayıtlarından anlaşılacağı üzere davacının talep ettiği miktar kadar alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Akçakışla Belediye Başkanlığının 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca kapatılması üzerine ... davalı taraf olarak yargılamaya devam etmiştir.
Mahkemenin Birinci Kararı:
7. Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 17.12.2014 tarihli ve 2012/384 E., 2014/725 K. sayılı kararı ile; toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında davalı Belediyede işçi olarak çalıştığı, kendisine ödenmesi gereken ücret ve ilave tediye alacaklarının ödenmediği, davacının ödenmemiş ücret alacağının Belediye Başkanının kabulü ile brüt 12.273,47TL, ilave tediye alacağının ise bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere brüt 9.626,15TL olduğu, alacağın toplu iş sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle 2821 sayılı Kanunun 61. maddesi uyarınca hak ediş tarihlerinden itibaren bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
8. Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 28.05.2015 tarihli ve 2015/10636 E., 2015/18890 K. sayılı kararı ile; “…Dosya kapsamında ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edildiğine dair bir belge ya da bilgi bulunmamaktadır. Öncelikle ıslah dilekçesi usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilerek davalının savunmaları dinlendikten sonra dava hakkında karar verilmelidir. Bunun yapılmayarak davalının hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir…” gerekçesiyle ve sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
Mahkemenin İkinci Kararı:
10. Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 29.03.2017 tarihli ve 2015/787 E., 2017/96 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalının ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunması üzerine alınan bilirkişi raporu ile alacakların hesaplandığı, Belediye Başkanının kabul beyanı, ıslah dilekçesi ve Yargıtay bozma kararındaki hususlar ile ödeme belgelerinin dikkate alındığı, ücret ve ilave tediye alacaklarının bilirkişi raporuna göre kabulüne karar verildiği, ikramiye alacağı talebi yönünden ise 17.12.2014 tarihli duruşmada bu alacak kalemi tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verildiği ve bu husus bozmaya konu yapılmadığından bu alacak açısından hüküm kurulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
11. Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
12. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 16.10.2017 tarihli ve 2017/41294 E., 2017/21868 K. sayılı kararı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…Somut olayda; dosyaya sunulan TİS’lerde ilave tediye ve ikramiye başlığı altında 6772 sayılı yasa gereği 52 günlük ücret tutarında ilave tediye ödeneceği kararlaştırılmıştır. Taraflar ücret ve ikramiye alacağı konusunda anlaşmış olup davacı vekili yargılama aşamasında ikramiye alacağından feragat etmiştir. Davalının sunduğu maaş bordrolarında ikramiye ve ek ödeme adı altında bir kısım tahakkuklar bulunmaktadır. Davalı ek ödeme ve ikramiye adı altında yapılan ödemelerin ilave tediye alacağına mahsuben yapıldığını iddia etmektedir. Bu durumda; davacı ikramiye alacağından feragat ettiğinden maaş bordrolarında ikramiye ve ek ödeme tahakkukuna ilişkin ödeme belgelerinin getirtilerek varsa bu tahakkuklara ilişkin ödemeler davacının ilave tediye alacağından mahsup edildikten sonra davacının ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
13. Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28.06.2018 tarihli ve 2018/68 E., 2018/271 K. sayılı kararı ile; davacı tarafın ikramiye alacağından feragat etmesi gibi bir durum bulunmadığı, davacının ikramiye alacağı talebi yönünden 17.12.2014 tarihli duruşmada bu alacak kaleminin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine ilişkin ara karar oluşturulduğundan ve bu husus ilk bozmaya konu yapılmadığından ikramiye alacağı açısından hüküm kurulmadığı, mahkemenin aynı nitelikli seri dosyalarının Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin onama kararları ile kesinleştiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
14. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
15. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda,
1-Ücret bordrolarında ek ödeme ve ikramiye adı altında yapılan tahakkukların hesaplanan ilave tediye alacağından mahsup edilmesinin gerekip gerekmediği,
2-Davacı vekilinin duruşmada ikramiye alacağına ilişkin davayı müracaata bıraktıklarına dair beyanının feragat olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
A. (1) numaralı uyuşmazlık yönünden;
16. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun’da (6772 sayılı Kanun) düzenlemeye değinmekte yarar bulunmaktadır.
17. 6772 sayılı Kanun’un 1. maddesinde; “Umumi, mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve 3659 sayılı Kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanununun şümulüne giren veya girmeyen yerlerde çalışmakta olan ve İş Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
18. Bu düzenleme ile Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca ilave tediye ödemesinden yararlanacak kişiler açıklığa kavuşturulmuş olup, somut olay bakımından madde hükmünden de anlaşıldığı üzere davalının ilave tediye ödemekle yükümlü olduğu açıktır.
19. Diğer taraftan, 6772 sayılı Kanunun 1. maddesinin son cümlesinde her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılacağı düzenlenen işçilere, 3. maddede ise her yıl için birer aylık ilave tediye dışında, birer aylık ücret istihkaklarını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararı (02.07.2018 tarihli ve 698 sayılı KHK’nin 21. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “İcra Vekilleri Heyetince” ibaresi “Cumhurbaşkanınca” şeklinde değiştirilmiştir) ile aynı oranda bir ilave tediye ödemesi yapılabileceği belirtilmiştir.
20. İkramiye ise işçinin işyerine olan katkıları sebebiyle işverenin memnuniyetini ifade etmek üzere bir defada veya dönemsel olarak belli zaman dilimlerinde ya da doğum, evlenme gibi özel vesileler nedeniyle yapılan ücretin eki niteliğindeki ödemelerdir.
21. Somut olayda, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen Akçakışla Belediyesinin 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 2. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin kaldırılması üzerine ... davalı sıfatı ile yargılamaya devam etmiştir.
22. Dosya kapsamında bulunan Akçakışla Belediye Başkanlığı ile Hizmet-İş Sendikası arasında imzalanan 01.12.2011-30.11.2012, 01.12.2010-30.11.2011, 01.12.2009-31.12.2010, 01.12.2008-30.11.2009 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmelerinin 41. maddelerinde “İlave tediye ve ikramiyeler” başlığı altında taraf sendika üyesi tüm işçilere 6772 sayılı Kanun gereği 52 günlük ücreti tutarında ilave tediye verileceği, ilave tediyenin Bakanlar Kurulunun belirlediği tarihlerde ödeneceği düzenlenmiş; 01.12.2006-30.11.2008 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesinin aynı başlıklı 44. maddesinde ise; “Taraf sendika üyesi işçilere bu toplu iş sözleşmesi süresi içinde yılda 6772 sayılı Yasa gereği (52) günlük ilave tediye ödenir. Yıllık toplam 52 gün olan bu ilave tediyeler 12 aya bölünerek maaşla birlikte ödenir” hükmüne yer verilmiştir.
23. Bununla birlikte, toplu iş sözleşmelerinde ikramiyeye ilişkin başkaca herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
24. Öte yandan, dosyaya sunulan ücret bordrolarının incelenmesi sonucunda, örneğin, 2008 yılı Aralık (15.12.2008-14.01.2009) ve 2008 yılı Kasım (15.11.2008-14.12.2008) dönemlerine ait bordrolarda “ikramiye” ve “ek ödeme”; 2008 yılı Şubat, Mayıs, Ağustos dönemlerine ait bordrolarda ise yalnızca “ikramiye” adı altında tahakkuklar bulunduğu anlaşılmıştır.
25. Yukarıda açıklanan maddi ve hukukî olgulara göre, her ne kadar toplu iş sözleşmelerinde ikramiyeye ilişkin düzenleme bulunmamakta ise de, dosya içeriği ve yıl içerisinde muhtelif tarihlerde davacıya “ikramiye” adı altında yapılan ödemelerin işverenin tek taraflı uygulaması sonucu ödenen sosyal yardım niteliğindeki ödemeler olduğu ve bu ödemelerin ilave tediye ödemesi kabul edilerek ilave tediye alacağından mahsup edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
26. Nitekim aynı aya ait bordrolarda “ikramiye” ve “ek ödeme” adı altında ayrı ayrı tahakkuk yapılması da, bordrolarda belirtilen ikramiye ödemesinin ilave tediye olarak kabul edilmeyeceğini ortaya koymaktadır.
27. Bu anlamda olmak üzere, mahkemece “ilave tediye”yi kelime anlamı olarak da karşılayan ve bordolarda “ek ödeme” adı altında yapılan tahakkuklara ilişkin ödemelerin ilave tediye alacağından mahsubu gerekmektedir. Buna göre mahkemece “ek ödeme” adı altında yapılan tahakkuklar bakımından ödeme belgeleri getirtilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
28. Hâl böyle olunca, direnme kararı bu uyuşmazlık bakımından yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmalıdır.
B. (2) numaralı uyuşmazlık yönünden;
29. Feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307. maddesinde; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; aynı Kanunun 311. maddesinde ise feragatin, kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
30. Somut olayda, 17.12.2014 tarihli duruşmada davacı vekilinin “İlave tediye ve ücret alacağı hususunda davamız sübut bulmuştur, kabulüne karar verilsin, ikramiye alacağı yönünden davamızı müracaata bırakıyoruz” şeklindeki beyanı üzerine mahkemece “Davacının ikramiye alacağı yönünden işlemden kaldırılan dosyanın ayrı bir esasa kaydedilerek tefrikine” karar verilmiştir.
31. Özel Daire bozma kararında, davacının ikramiye alacağından feragat ettiği belirtilmiş ise de, ikramiye alacağı bakımından mahkemece önce dosya işlemden kaldırılmış ve daha sonra davanın ayrılmasına karar verilmiştir. Bu itibarla ikramiye alacağı bakımından davadan feragat söz konusu olmadığından direnme kararı isabetlidir.
32. Diğer taraftan, direnme kararının başlık kısmında dava tarihi “02.10.2012” olduğu hâlde “20.02.2018” olarak yazılmış ise de, bu husus mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata olarak değerlendirilmiş ve işin esasına etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
33. O hâlde, direnme kararı bu başlık altında incelenen uyuşmazlık bakımından usul ve yasaya uygun olup onanmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
(1) numaralı uyuşmazlık yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
(2) numaralı uyuşmazlık yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.