19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/32505 Karar No: 2017/8098 Karar Tarihi: 12.10.2017
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/32505 Esas 2017/8098 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2015/32505 E. , 2017/8098 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihte uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde, sanık mahkemece yapılan uzlaşma teklifini kabul etmediğini beyan etmişse de, bir hakkın doğmadan önce kullanılması söz konusu olamayacağından, uzlaşma teklifinin hukuken geçerli olmadığı anlaşılmakla, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7 maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253 ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu, Kabule göre de; 1- 5237 sayılı TCK"da cezaların içtimaı müessesine yer verilmemiş olmasına göre, sanık hakkında doğrudan hükmolunan adli para cezası ile hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilen para cezalarına ayrı ayrı hükmolunması gerektiği gözetilmeden, “sanığa hükmedilen adli para cezaları içtima edilerek sanığın neticeten 6080 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” karar verilmesi, 2- 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi gereğince adli para cezasının 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilirken infazda duraksamaya yol açacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesi, 3- Sanık hakkında kısa süreli hapis cezasından çevrili 6.000 TL adli para cezası ile doğrudan verilen 80 TL adli para cezasına hükmedildiği halde, “sanığa verilen adli para cezasının 24 eşit taksitte ödenmesine” denilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hangi adli para cezasının taksitlendirildiğinin belirtilmemesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin, temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.