8. Hukuk Dairesi 2012/11068 E. , 2013/1211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.06.2012 gün ve 12/44 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, ... Köyü sınırları içinde bulunan dava konusu taşınmazların kadastro tespit çalışmaları öncesinde kendisine ait olduğunu, ancak tespit çalışmaları sırasında köyde bulunmadığından davalı oğullarının beyanları esas alınarak tespit ve tescil işleminin davalılar adına gerçekleştirildiğini, kadastro öncesi zilyetlik hukuki nedenine dayanarak tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalılara; dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, yazılı cevap vermemişler ve duruşmalara katılmamışlardır.
Mahkemece, keşif sırasında dinlenen Yerel Bilirkişi açıklamaları dikkate alınarak dava konusu 108 ada 9, 132 ada 6, 133 ada 1, 134 ada 6 nolu parsellerin davacı tarafından davalı oğullarına hibe edildiği, kadastro tespitinin kesinleştiği, 30.07.2009 tarihinden itibaren 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 246/1. maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre de geçtiğinden davanın reddine, diğer parseller yönünden ise malik ... ve ... oğlu ... olup, davalı ise... ve... oğlu ... olduğundan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre; dava konusu Trabzon İli, Sağrı Köyü 125 ada 8 ve 11, 127 ada 1, 128 ada 4, 129 ada 2 ve 136 ada 2 nolu parsellerin maliki davalı ... olmayıp, Muhammet ve Ayşe oğlu ... olduğundan davacının anılan taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının bu taşınmazlarla ilgili temyiz itirazlarının reddi ile hükmün yukarıda belirtilen parsellere ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Davacının, dava konusu diğer taşınmazlar ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; HUMK"nun 74-77. (HMK"nun 33) maddesindeki düzenlemelere göre olayları bildirmek taraflara, niteleme Hakime aittir. Başka bir anlatımla; Hakim bir iddianın hangi hukuki temele
.//..
2012/11068 – 2013/1211 -2-
dayanacağını ve olaya uygulanacak kanun hükmünü kendiliğinden bulmak, uygulamakla yükümlüdür. Davacının yanlış bir hükme dayanması veya isteğine ait olan kanun hükmünü göstermemiş olması halinde dahi, tüm dosya kapsamına göre davacının talebini tespit ederek hüküm kurulmalıdır.
Davacı, dava dilekçesinde, yargılama oturumlarında ve temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazları davalılara hibe etmediğini belirtmiş ve tespit öncesi mülkiyet hakkı bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında köyde bulunmadığından davalıların beyanlarına dayanılarak hileli tespit yapıldığını belirterek iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
Bir an için Yerel Mahkeme"nin davanın bağıştan rücu nedenine dayalı tapu iptali ve tescil nedenine dayalı olarak açıldığına ilişkin nitelemesi dikkate alınırsa; kural olarak öncesi tapusuz olan taşınmaz menkul mal nitelğinde olup; satış, bağış ve teslim ile mülkiyetin karşı tarafa geçeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, Borçlar Kanunu"nun 244. maddesinde düzenlenen bağıştan rücu iddia ve ispat şartları itibariyle birbirinden farklı hukuki düzenlemelerdir.
Mahkemece, davacının tespit öncesi zilyetlik hukuki nedenine dayanarak kadastroda davalı oğulları adına yapılan hileli tespit ve tescil nedeniyle talepte bulunduğunun kabulü ile tarafların varsa tüm delilleri toplanarak değerlendirildikten sonra oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun olmayan niteleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olup, Usul ve Kanuna aykırı olan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.