20. Hukuk Dairesi 2015/5196 E. , 2015/4106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, kadastro mahkemesine verdiği 26.10.2005 tarihli dava dilekçesinde, 203 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 2874,72 m² yüzölçümü ile adına tescil edildiğini, taşınmazın 1953 yılında 4753 sayılı Kanun gereğince verilen yerlerden olduğunu ve 5000 m² yüzölçümünde olması gerekirken 2200 m² yüzölçümündeki kısmının ... köyü sınırları içinde hali arazi olarak bırakıldığını belirterek, bu taşınmaz bölümünün, kendisine ait 203 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tescili talebinde bulunmuş; yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın tapulama harici bırakıldığı anlaşıldığından kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya sulh hukuk mahkemesinin esasına kaydedilmiştir.
Sulh hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2110,05 m² yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın, 203 ada 10 sayılı parsele eklenmesine ve 10 sayılı parselin 4.984,77 m² olarak davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/10/2008 tarih ve 2008/11862 - 12167 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Davacının tutunduğu ve 203 ada 10 parsele revizyon gören Eylül 1953 tarih 2254 sıra numaralı toprak tevzi tapusunun haritası ile birlikte uygulanarak kapsamının belirlenmesi, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının saptanması ve yöntemince orman araştırması yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 23.06.2011 tarihli uzman bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 2.110 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün, 203 ada 10 sayılı parsele eklenmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/09/2012 tarih ve 2012/3082 - 10686 sayılı kararı ile tekrar bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Taşınmazın ... köyü ile ... beldesinin müşterek sınırında bulunduğu, mahkemece her iki köye ait kenarlaştırılmış orman kadastro paftasının ve diğer orman kadastro evrakının getirtilmeksizin uygulama yapıldığı ve orman bilirkişi raporuna ekli haritanın da hangi köye ait olduğunun anlaşılamadığı, fen bilirkişisi tarafından davacının tutunduğu Eylül 1953 tarih 2254 sıra numaralı tapu kaydının tevzi haritasının fennî sıhhate haiz olmadığı açıklandığına göre artık tevzi haritasındaki sınırlara göre değil, 3402 sayılı Kanunun 20/c maddesi uyarınca tapu kaydının miktarına göre kapsam tayini gerektiği halde bilirkişi tarafından tevzi paftasına değer verilerek kapsam belirlendiği açıklanarak; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, orman yönünden yöntemine uygun şekilde inceleme yapılarak bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınması, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumunun belirlenmesi, tapu kaydının kapsamının doğru olarak saptanması, taşınmaz orman kadastro sınırları dışında ise tapu kayıt miktar fazlası yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak devam olunan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 203 ada 10 parsel sayılı 2874,72 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile 26/02/2014 tarihli orman mühendisleri tarafından verilen ortak rapor ve 19/02/2014 tarihli fen bilirkişi rapor ve eki haritada mor renk ile gösterilen 2,110,05 m² yüzölçümündeki taşınmazın eklenmesi suretiyle 4984,77 m2 yüzölçümlü olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında tapulama dışında bırakılan taşınmaz hakkında tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... beldesinde orman kadastrosu 26/04/1988 tarihinde, tapulama çalışmaları ise 03/04/1985 tarihinde ilân edilip kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve hükmüne uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak karar verilmiş olmasına göre mahkemece, fen bilirkişi raporunda gösterilen 2.110,05 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkında tesis edilen tescil kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davanın konusu, fen bilirkişi raporunda gösterilen 2.110,05 m² yüzölçümündeki taşınmazdan ibaret olup davacı adına kayıtlı ve dava konusu olmayan ve farklı çalışma alanında bulunan 203 ada 10 parsel sayılı taşınmaz hakkında da hüküm kurulması doğru değil ise de, bu yanlışlık hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, kararın hüküm fıkrasının “Davanın kabulüne” ibaresinden sonra gelen ve “Kararın kesinleşmesine müteakip fen bilirkişisi Serhat Uygur"un 19/02/2014 havale tarihli rapor ve krokisi ile birlikte karar ve suretinin ... Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine” ibaresine kadar olan 2 ve 3. paragraflarının hükümden çıkartılarak yerine, “19/02/2014 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki haritada mor renk ile gösterilen 2,110,05 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin yazılmasına ve hükmün, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 13/05/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.