20. Hukuk Dairesi 2014/10282 E. , 2015/4105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılardan tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, 28/07/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle, "Müvekkillerinin murisi ..."ın ... ili, ... ilçesi, ... köyü 615 parsel sayılı tarla vasıflı 15.700 m² miktarlı taşınmazın maliki olduğunu, sözkonusu tarlanın müvekkilleri ve murisleri tarafından en az 100 yıldan beri nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla kullanılmakta olduğunu, muris ..."ın söz konusu tarlanın tapuda kayıtlı maliki iken tarafından ... Tapulama Mahkemesinin 1979/572 Esas - 1984/185 Karar sayılı dosyası ile açılan dava neticesinde 615 numaralı parselin 10186 m²"lik kısmının Devlet Ormanı olduğuna karar verildiğini ve adına tescil edildiğini, ancak daha sonra 2003 yılında yapılan orman kadastrosunda 10186 m²"lik taşınmazın orman tahdit sınırlarının dışında olduğunun tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın orman olduğu iddiasının geçerliliğini yitirdiğini ve taşınmazın orman arazisi değil tarla vasfında olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, tescili istenen taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından esasa yönelik davalı tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Yörede 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile 26/05/2004 tarihinde ilân edilip kesinleşen, aplikasyon, 2/B uygulaması ve sınırlaması yapılmamış ormanların kadastro çalışması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve ... Tapulama Mahkemesinin 1979/572-1984/185 sayılı kararı taraflar yönünden 6100 sayılı HMK"nın 303. maddesi uyarınca kesin hüküm niteliğinde olduğu gözönünde bulundurularak davanın reddi yönünde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre asliye hukuk mahkemelerinde takip edilen davalar için maktu vekâlet ücretinin 1.500,00.-TL olarak belirlendiği, yine aynı tarifenin 12/1. maddesine göre;" Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukukî yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmünün getirildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiğinden tarifenin 3. kısmına göre hesaplanan ücretin, maktu vekâlet ücretinin altında kalması nedeniyle, davalılar yararına maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde 960,00.-TL vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 3. bendinde yazılı "960,00.-TL"" ibaresi çıkarılarak yerine; "1.500,00.-TL maktu" ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.