4. Hukuk Dairesi 2018/5311 E. , 2020/2917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 23/02/2015 gününde verilen dilekçe ile kurum zararının tazmini istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 21/11/2017 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan kabulü ile, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2017 gün ve 2015/39-2017/358 sayılı kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1-b.3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile, 150.000 TL tazminatın zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, dahili davalı ... aleyhine açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair verilen 19/09/2018 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ..., ... ..., ... ve ... vekilleri, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 22/09/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılardan asıl ... vekili Avukat ..., asıl ..., ... vekili Avukat ..., asıllar ... ve ... ve ayrıca temyiz olmayan davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı hazine vekili Avukat Ulviye Sarp geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-) Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, kurum zararının giderilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince; davacı
tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1-b/2 madde fıkra ve bendi uyarınca yeniden hüküm tesisi ile davanın davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kısmen kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, dahili davalı ... aleyhine açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup; bu karara karşı davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
Davacı vekili; davacı kurum müfettişleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda 1994 yılında ""Tab 1994 SA 58 Yer ve 208 demirbaş"" numarasında kayıt altına alınan Hoca Ali Rıza"ya ait ""Çamlıca"dan Ümraniye"ye"" adlı tablonun 15/06/2007 tarihinde kaybolduğunun tespit edildiğini, söz konusu eserin 1999 yılında yapılan kaydı sırasında 400,00 TL değer takdir edilmesi ve bu değer üzerinden alınmasına karşın aradan geçen süre nedeniyle belirlenen rakamın günümüz rayiçlerinden düşük olduğunu, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden alınan raporda eserin piyasa koşullarında 250.000,00 TL olabileceğinin beyan edildiğini, tablonun kaybolmasında sorumlu oldukları inceleme raporu ile tespit edilen davalılardan belirlenen bedelin eşit miktarda tahsil edilmesi için davalılara başvurulmasına rağmen davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, kurum zararının, en son 18/11/2003 tarihinde yerinde olduğu tespit edilen tablonun bu tarihten kaybolduğunun tespit edildiği 15/06/2007 tarihine kadar olan dönemde Milli Kütüphanede başkan, daire başkanı, başkan yardımcısı ve şube müdürü olarak görev yapmış olan davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar; kusur ve sorumluluklarını bulunmadığını belirterek davanın reddedilmesigerektiğini savunmuşlardır.
İlk derece mahkemesince; kaybolduğu iddia edilen dava konusu tablonun bedelinin davalılardan tahsil edilebilmesi için tablonun kaybolmasında davalıların açıkça kusur ve ihmallerinin bulunmasının zorunlu olduğu, dosya kapsamında davalıların bu yönde kusur ve ihmallerinin bulunduğuna ilişkin herhangi bir kayıt ve belge bulunmadığı, bir görevlinin tablonun bulunduğu birimde çalışıyor olması ya da bu birimin işleyişinden sorumlu olmasının başlı başına tablonun kaybolması nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için yeterli olmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalılardan ...’in 07/10/2004-28/02/2007 tarihleri arasında Kitap Dışı Materyaller Şube Müdürlüğüne vekalet ettiği, davalı ...’nın 26/05/2004-11/07/2007 tarihleri arasında aynı müdürlüğün bağlı olduğu Daire Başkanlığı görevinde bulunduğu, davalı ...’nin daire başkanı olsa da Kitap Dışı Materyaller Şube Müdürlüğünün kendisine bağlı olmadığı, davalı ...’nın 27/12/2004-06/04/2005 tarihleri haricinde Milli Kütüphane Daire Başkanı olarak görev yaptığı, davalı ...’un 2004 yılı sonundan 11/01/2007 tarihine kadar Milli Kütüphane Başkanı olarak görev yaptığı, davalı ...’ın 2003 ve öncesi, 2004 sonu ile 11/01/2007-2008 tarihleri arasında Milli Kütüphane Başkanı olarak görevli bulunduğu, dahili davalı ...’ın ise 2007 yılı öncesinden itibaren taşınır kontrol ve kayıt yetkilisi ve 2007 Mart ayından itibaren 04/10/2013 yılına kadar ayniyat saymanı olarak görev yaptığı; ayniyat talimatnamesi ile Taşınır Mal Yönetmeliği gereğince kamu idarelerine ait taşınırların sayımının, taşınır kayıt yetkililerinin görevlerinden ayrılmalarında, yıl sonlarında veya harcama yetkilisinin gerekliği gördüğü durum ve zamanlarda yapılması gerektiği, kaybolan tablonun demirbaş listesinde kayıtlı olduğu Kitap Dışı Materyaller Şube Müdürlüğünde ise 18/01/2003 tarihinden 15/06/2007 tarihine kadar sayımının yapılmadığı, davalılardan ... dışındakilerin bu sayımın yapılıp yapılmadığının denetim ve takibini yapmaları gerekirken yapmadıkları, her ne kadar ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş ise de davalılardan ... dışındakilerin görev tanımları nazara alındığında, yönetimlerinde bulunan çalıştıkları şube müdürlüğünün depolarındaki ayniyat sayımlarını zamanında yapmayarak veya yaptırtmayarak ihmallerinin bulunduğu, dosya arasında bulunan ve tablo değerinin hesaplandığı bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, ancak, tablonun kaybolduğu dönemin hangi davalı zamanında olduğunun tam olarak anlaşılamaması da nazara alındığında, davaya konu zarardan (tablo bedelinden) TBK’nın 51-52. maddeleri gereğince % 40 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği belirtilerek, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1-b/2 madde, fıkra ve bendi uyarınca yeniden hüküm tesisi ile davanın davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kısmen kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, dahili davalı ... aleyhine açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; davaya konu tablonun değerinin tespit edilmesi amacıyla ilk olarak ressam bilirkişiden rapor alındığı ve bilirkişi tarafından düzenlenen 22/04/2006 tarihli raporda; dava konusu eserin günümüz sanat piyasasında tahmini 250.000,00 TL değerinde olabileceği görüşünün bildirildiği, devam eden yargılama sırasında belirlenen tablo değerine itirazların ileri sürülmesi üzerine bu defa grafiker fotoğrafçı bilirkişiden alınan 10/08/2007 havale tarihli bilirkişi raporunda; Hoca Ali Rıza Efendi"nin eserlerinin tarihi eser niteliği taşıdığı, bu konumda olan sanatçı eserlerinin müzayedelik eserler sınıfında yer aldığı, yapılacak herhangi bir müzayedede eserinin açılış fiyatının en az 250.000,00 TL olabileceğinin mütalaa edildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye mahkemesince, dosya arasında bulunan ve tablo değerinin hesaplandığı bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle yapılan hakkaniyet indirimi sonrası belirlenen bedelin zararın oluştuğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu tablonun kaybolduğu hususu 15/06/2007 tarihli tutanak ile tespit edilmiştir. Uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanmakta olup, dava konusu tablonun değerinin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan uzman bilirkişi heyeti tarafından belirlenmesi ve faizin tutanak tarihinden itibaren yürütülmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
3-)Davaya konu tablonun 18/11/2003 tarihinde yerinde olduğunun tespit edilmesinden sonra kaybolduğunun tespit edildiği 15/06/2007 tarihine kadar olan zaman dilimi içerisinde hangi davalı zamananında kaybolduğunun tespit edilememesi nedeniyle her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince TBK"nın 51 ve 52. maddeleri gereğince % 40 oranında hakkaniyet inidirimi yapılmış ise de dosya kapsamı, tablonun hangi davalı döneminde kaybolduğunun belli olmaması ve iş yoğunluğu gözetildiğinde yapılan hakkaniyet indirim oranının az olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, indirim oranının daha yüksek düzeyde yapılması gerekir. Anılan yön gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2 ve 3) nolu bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve temyiz eden davalılardan Tuncer Acar ve ... yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.