14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3000 Karar No: 2015/5361 Karar Tarihi: 12.05.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/3000 Esas 2015/5361 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/3000 E. , 2015/5361 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmasız temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_ Davacı, paydaşı olduğu 3 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının paylarını toplam 330.400 TL bedelle davalıya satış yoluyla devrettiklerini, önalım hakkına engel olmak için satış bedelinin yüksek gösterildiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım nedeniyle payın gerçek değeri üzerinden adına tescilini istemiştir. Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını, davalının satıştan bilgisi bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kaydındaki satış bedelleri dikkate alınarak depo ettirilen önalım bedelinin davalıya ödenmesine payın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin vekalet ücretine hasren temyiz itirazlarına gelince; Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut uyuşmazlıkta, davacı, dava dilekçesinde çekişme konusu payların tespit edilecek gerçek değeri üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiştir. Yapılan keşif sonucu alınan 21.01.2012 günlü bilirkişi kurulu raporuyla payların toplam 196.654 TL değerinde olduğu tespit edilmiştir. Davacı önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Dolayısıyla, davacı iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark bedeli kadar davada haksız çıkmıştır. Bu nedenle, davacı HMK’nın 326/2. maddesi uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar bir yana bırakılarak yazılı gerekçeyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.