3. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/562 Karar No: 2013/1623 Karar Tarihi: 05.02.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/562 Esas 2013/1623 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2013/562 E. , 2013/1623 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ .
Dava dilekçesinde suya müdahalenin önlenmesine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili dilekçesinde, tapuda 642, 643 parselde kayıtlı taşınmazlarda çıkmakta olan kaynaklardan bir tanesini müvekkillerince köy tüzel kişiliğine bağışlandığını, diğer suyun ise bu suya karşılık köylü ve köy hizmetleri iş birliği ile müvekkillerin köyde bulunan bahçesine getirildiğini, müvekkillerinin tarlalarından çıkan ve evlerinin bahçesine getirilen bu suyu 40-50 yıldır kullandıklarını, ancak komşu tarla sahiplerinden birisinin kepçe çalıştırırken müvekkillerinin borusunu patlattığını ve müvekkillerinin suyunun kesildiğini, müvekkillerinin boruyu tamir ettirerek suyu akıtmak istediklerinde köy muhtarlığınca müdahale edilerek engellendiklerini, ve "Biz bu suyu da köyün deposuna bağlayacağız, siz bu suyu boruyu onararak bahçenize akıtamazsınız" dendiğini, müvekkillerinin bu suyu kadimden beri kullandıklarını beyan ederek suya müdahalenin önlenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu kaynak suyu olup, bu niteliği itibariyle, genel su niteliğindedir. Genel sulardan ise, kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşulu ile herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Mahkemece mahallinde keşif yapılmış, alınan bilirkişi raporunda tarafların ihtiyacı olan su miktarı konusunda bilgi verilmediği gibi yararlandıkları başka suların da araştırılmadığı saptanmıştır. Bu nedenle bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. O halde daha sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için suların en az olduğu bir sulama döneminde su işlerinden anlayan uzman bilirkişiler seçilerek mahkemece yeniden keşif yapılmak suretiyle dava konusu suyun debisinin ölçülmesi, tarafların yararlandıkları başka sular varsa bunlarda dikkate alınması, içme suyu ihtiyacının kullanma suyuna göre öncelikli olduğu da gözetilerek, davalının da suya ihtiyacının olup olmadığının da araştırılıp, davalının suya müdahalesinin saptanması durumunda, tarafların varsa kadim kullanım hakları da gözetilerek, dava konusu suya olan ihtiyaçlarını belirten ayrıntılı rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.