11. Hukuk Dairesi 2018/93 E. , 2019/2195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13/04/2017 tarih ve 2013/291-2017/328 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili ile davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan ... tarafından ... ... Şubesinden kredi kullanıldığını, sözleşme gereğince davalı ile kredili hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, müvekkillerinin vefatına karşın davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 29.600.- TL’nın kredi faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların murisinin kronik akciğer rahatsızlığı, kalp yetmezliği ve hipertansiyon hastalığının bulunduğunu ancak bu rahatsızlıklarını sakladığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar yönünden dava 05/10/2015 tarihli celsede HMK 150 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve süresi içinde yenilenmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Asli müdahil yönünden ise, müteveffa ..."un kullanmış olduğu ve vefat sebebiyle ödenmeyen krediden dolayı dava dışı banka ile temlik alan kurumun takip tarihi olan 14/12/2009 takip tarihi itibariyle 40.691,90 TL alacaklı bulunduğu, davalı sigorta şirketinin bu borca karşılık poliçede lehtar olarak gösterilen dava dışı bankaya ödeme yapması gerektiği, sigorta teminatının tam olarak borç tutarı kadar olması sebebiyle ilave olarak davacılara tazminat ödenmesine yer olmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından murise verilen sigorta poliçe teminatının 29.600,00 TL olduğu tespit edilmiş, davalının sigorta poliçesinden caydıklarını ve teminat tutarının ödenemeyeceğini bildirildiğini 18/02/2009 tarihinden itibaren temlik alan şirkete karşı yükümlü olduğu gerekçesiyle, asli müdahil Güven Varlık Yönetim A.Ş. (Girişim Varlık.. A.Ş.) yönünden davanın kabulüne, 29.600,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak asli müdahile ödenmesine, karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, davacılar yönünden, 05/10/2015 tarihli celsede duruşmaya gelmedikleri gerekçesiyle HMK 150 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, bilahare 3 aylık sürede davanın yenilenmediği gerekçesiyle davanın HMK 150 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; davacılar vekili avukat ... adına elektronik imzalı yenileme talepli dilekçenin 11.10.2015 tarihinde Uyap sistemi üzerinden süresi içinde mahkemeye sunduğu anlaşılmış olup, bu durumda, mahkemece 6100 sayılı HMK 150/4 maddesi gereğince yeni duruşma gün ve saatinin davacılar vekiline usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve yargılamaya devam edilmesi gerekirken, dosyanın 3 ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; HMK 65. maddesi uyarınca asli müdahale davası bağımsız bir dava olup, asli müdahale davasında davacının HMK madde 120 uyarınca dava harcını yatırmış olması gerekir. Harca tabi davalarda harç eksikliği halinde, eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere devam olunamaz. Güven Varlık Yönetim A.Ş."nin asli müdahale dilekçesi üzerine, asli müdahilden başvuru harcı alındığı ancak davanın niteliği gereği alınması gereken nispi harcın alınmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, asli müdahale talebinden sonra harç eksikliğinin tamamlanması için asli müdahile kesin süre verilmesi ve kesin süre içerisinde harç eksikliği tamamlandığı takdirde, asli müdahale davasının asıl davadan bağımsız bir dava olduğu da dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde harç eksikliğinin tamamlanması için gereken kesin süre asli müdahile verilmeden ve dava ile cevap dilekçelerinin karşılıklı verilmesi aşaması yerine getirilmeksizin yargılamaya devam edilmesi isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.