8. Hukuk Dairesi 2012/10997 E. , 2013/1168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 17.03.2011 gün ve 6/189 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar ... vekili ve davacı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar dava dilekçelerinde; 200 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak kadastro çalışmalarından önce aralarında yapmış oldukları şifahi anlaşmaya göre 4 pay itibariyle her birinin ¼ oranında payları bulunduğunu açıklayarak taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ¼ oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, ... 29.04.2010 tarihli oturumda taşınmazdan davacıların da hissesinin bulunduğunu, taşınmazın atalarından kalan müşterek yerleri olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında yanlışlık yapıldığını açıklayarak, taşınmazın birer hisse itibariyle 4 pay olarak davacılar ve kendi adına tesciline karar verilmesini talep ederek davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davalının davayı kabul etmesinin Mahkemece keşif yapılması zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı, davacıların keşif delilinden vazgeçtikleri bu nedenle dava değerinin, alınması gerekli harç miktarının, vekalet ücretinin, Mahkemenin görevli olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacılar ... vekili ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasıdır.
Davalı, ilk oturuma gelerek davayı kabul ettiğini beyan ettiği halde Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
HMK.nun 308. maddesine göre “ kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.” Aynı Yasanın 311. (HUMK.nun 95) maddesine göre feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
.//..
2012/10997-2013/1168 -2-
Davayı kabul, davalının davacının açtığı davada ileri sürdüğü talep sonucuna kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabulün mahkemeye yönelik olarak yapılması gerekir ve kabul davalının tek taraflı irade beyanı ile tamamlanır; ayrıca davacının ve mahkemenin rızasına gerek bulunmamaktadır. Kabul, ancak tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri davalarda sonuç doğurur. Somut olayda tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri tapu iptali tescil talebine ilişkindir.
Yargılama tutanaklarının incelenmesinden, Mahkemece tarafların talebi üzerine ya da resen verilmiş bir keşif ara kararı bulunmadığı saptanmıştır. Mahkemece dava dilekçesinde gösterilen değerin az olduğu benimsenerek usulüne uygun olarak verilmiş bir keşif ara kararı bulunmadığı halde, davalının kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkemenin görevli olup olmadığının, harç ve vekalet ücreti miktarının tespiti için keşif yapılmasının zorunlu olduğu benimsenerek, bu sebepler gerekçe yapılarak (belirtilen konulara ilişkin alınmış herhangi bir ara kararı bulunmamaktadır) davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenle davacı ... vekili ile davacı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.