MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nun 155/2, 62, 50/1-a. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Müşteki ... aracılığıyla Şirinevler Şubesinden içerisinde cep telefonu olan kargonun...Şubesi"ne geldiği, alıcının terhis olması sebebiyle adresinden bu şubeye geri döndüğü ve...şubesinde çalışan sanığın kargo içindeki telefonu alarak paket içi boş şekilde kargonun ilk geldiği şubeye iade ettiği, kargonun boş geldiğinin tespit edilmesi üzerine müştekinin parayı ödemek zorunda kaldığı, bu sebeplerle sanığın sevk maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği iddia edilen olayda; tanık ..."ın, telefonun kaybolmasının açığa çıkmasından sonra sanığın işten ayrıldığını, tanık ..."in kargonun kaybolmasını öğrenmelerinden bir kaç gün önce bir şahsın geldiğini ve sanığı dışarı çağırdığını, ne olduğunu sorduğunda sanığın kendisine bir telefon sattığını, faturasını isteyeceğini söylediğini, sanıkla konuştuktan sonra gittiğini, sanığa sorduğunda dokunmatik telefonunu sattığını söylediğini, iş yeri yöneticisi tanık ..." ın şubelerinde çalışan ... isimli kişinin oğlunun sanığın elinde kaybolan telefona benzer telefon gördüğünü söylediğini, ayrıca tanık ... in de kendisine aynı şekilde anlattığını, bu olaydan kısa bir süre sonra da sanığın çalıştığı kasada 110 TL açık olduğunu, sanığın savunmasını aldığında ihtiyacı olduğu için aldığını söylediğini, ertesi gün iş yerinden çıkışını istediğini, ayrıldıktan sonra kayıp telefon olayını öğrendiklerini, telefonla kendisine ulaştığında Irak"tan kız kardeşinin getirdiğini, getirip karşılaştıralım dediğinde tamam dediğini ancak getirmediği gibi o günden sonra ulaşamadıklarını beyan ettikleri, sanığın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra yakalandığı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkumiyet hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiş olup sanığın beraat etmesi gerektiğine yönelik tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.320 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.