Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1081
Karar No: 2010/4110
Karar Tarihi: 03.05.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/1081 Esas 2010/4110 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/1081 E.  ,  2010/4110 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Asliye 25. Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalıların sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarparak müvekkillerinin desteğinin ölümüne neden olduğunu, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ve manevi zarar gördüklerini ileri sürerek, toplam 34.000,00 TL manevi ve ıslahla birlikte toplam 52.929,77 TL maddi tazminatın temerrüt faizleriyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı sürücü ve işleten vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, limitle ve kusura göre sorumlu olduklarını, temerrüde düşürülmediklerini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, desteğin eşi davacı ... için 40.056,72 TL, çocukları Eren için 3.383,06 TL ve Ali Kemal için 9.489,99 TL maddi tazminatın 03.12.2007 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle her üç davalıdan; eş için 3.000,00 TL, iki çocuğu için 1.500,00’er TL, anne ve baba için 1.000,00’er TL, iki kardeşler için 500’er TL manevi tazminatın temerrüt faizleriyle davalı işleten ve sürücüden temerrüt faizleriyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki 2 numaralı bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve olay tarihinde geçerli olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/a maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Mahkemece, davalı ... bakımından da kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olup, anılan hükümler gereğince bu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Ancak, davalı ... vekilince, ıslahla artırılan kısım için ıslah tarihinden faiz uygulanması gerektiği savunulmuş ise de; yukarıda açıklanan ilke ve alacağın esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de davadan önce sigortaya başvuru yapılmış ise bu başvuruyu takip eden 8 iş gününden sonra, başvuru yok ise de dava tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... ile davacılar arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbarıdır. Bu itibarla, dava tarihinden önce sigortaya başvuru yapıldığı iddia ve ispat edilemediğine göre, dava dilekçesi ile kazanın davalı sigortaya ihbar edilmiş olmasıyla, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olup, buna göre gerek dava dilekçesinde istenilen tazminat alacağı için ve gerekse ıslahla artırılan kısım için dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir.
    Bu itibarla, davalı sigortanın, ıslahla artırılan kısım için ıslah tarihinden faiz uygulanması istemi doğru değil ise de; yukarıda açıklanan nedenle alacağın tamamına dava tarihinden temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, kaza tarihinden faiz uygulanması doğru olmadığından hükmün bu nedenle davalı ... şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
    3-Davacılar vekilinin temyizine gelince; hükmedilen manevi tazminat dosya kapsamına göre uygun değildir. Zira, Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, hakimin özel durumları göz önüne alarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı, adalete uygun olmalıdır. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Somut olayda, davalılara ait araç şerit ihlali yaparak, yaya olan desteğe çarparak ölümüne neden olmuş, olayda % 75 oranında kusurlu bulunmuştur. Bu itibarla, hükmedilecek tazminat davacıların durumu, olayın özellikleri, sorumluluğun niteliği ve olay tarihindeki paranın alım gücüne göre az olup, mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve uygulanacak faiz de nazara alınarak, adalete daha uygun bir manevi tazminat takdir edilmek üzere, kararın mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... sirketi vekilinin, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm anılan taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... şirketi ile davacılara geri verilmesine 03.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi