10. Hukuk Dairesi 2015/11276 E. , 2016/864 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : .... İş Mahkemesi
Dava,...sigortalılığının tespiti ile 01.7.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 Esas, 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez ise de, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bu hukuki kuralın ancak iki istisnası bulunmaktadır. Bunlardan biri, mahkemece Yargıtay bozma kararına uyulduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı olan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı çıkması; diğeri de,
04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirlendiği üzere, hükmüne uyulan bozma kararından sonra görevle ilgili yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olmasıdır. Olayda; bozma kararına uyulmakla, meydana gelen usuli kazanılmış hakkın sonuç doğurmayacağı haller de söz konusu değildir.
Yukarıdaki açıklamalar göztildiğinde, somut olayda, mahkemenin bozma öncesi kararında davacı lehine belirlediği sigortalılık süreleri hakkında bozma sonrası hüküm tesis etmemesi isabetsizdir.
2- Dairemizin 2013/ 17585 – 2014/ 10646 sayılı bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sonunda, davacının prim borcunu SGK"nın yazısına rağmen ödemediği, ödeme talebinde bulunmadığı, bu itibarla davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Zira anılan bozma ilamında davacının 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tepitine dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak Bankaca davacı adına yatırılan prim borcu iade edilmiş ise, belirlenecek prim borcunu ödemesi için süre verilmesi, anılan borçların ödendiği tarihi takipeden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bozma sonrası, davacının 6111 sayılı Kanunun yapılandırma hükümlerinden yararlanarak belirlenen prim borcunun ödenmesi ve aylık bağlanması için Ziraat Bankasından çektiği kredinin, davacının ... vadesiz hesabına SGK tarafından 06.12.2011"de iade edildiğinin anlaşılması karşısında, tahsis talebi yönünden mahkemece yapılacak iş, belirlenen sigortalılık süresine ilişkin olarak tahsis talep tarihi itibariyle ve 6111 sayılı Kanunun yapılandırma hükümleri gözetilmek suretiyle davacının prim borcu miktarını belirlemek, belirlenecek prim borcunu ödemesi için süre verip, anılan borçların ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar vermektir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.01.2016 günü oybirliği ile karar verildi.