23. Hukuk Dairesi 2011/564 E. , 2011/920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkil şirketin davalıya gönderdiği malların bedelinin ödenmemesi üzerine Kartal 6. İcra Müdürlüğünün 2009/2075 esas sayılı dosyasında 88.035,43 avro"nun tahsili için genel iflas yolu ile takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın kaldırılmasına, davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı şirketle ortaklık kurma amacıyla girişimlerde bulunduklarını, bilahare davacının ortaklıktan vazgeçmesi üzerine kendilerine teslim edilen malların ellerinde kaldığını, davacı tarafından geri alınmadığını, davacı ile aralarında bulunan cari hesap ilişkisinin kesilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı hakkında iflas yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emri tebliğine rağmen itiraz edilmediği, takibin kesinleşmesi üzerine iflas istemli davanın açıldığı, davalının depo emrine esas teşkil edecek borcunun hesaplandığı, yapılan tebligata reğmen borcun ödenmediği, bu durumun ödeme kaabiliyetini kaybettiğine kesin karine sayıldığı, davalının iflasa tabi kişilerden olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun"un 48. maddesinde; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar." hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, yabancı ve gerçek kişilerden teminat alınmasının dava şartı olduğu gözetilerek, davacı şirketin tescil edildiği ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmak suretiyle uygun sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.