17. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/2896 Karar No: 2010/4102 Karar Tarihi: 10.03.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/2896 Esas 2010/4102 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2010/2896 E. , 2010/4102 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı 1945 d.lu ...’nun davalılardan İbrahim ve Gülbiye’nin oğlu ve Nagihan’ın kardeşini kasten öldürmekten dolayı tazminata mahkum edildiğini ancak dava açıldıktan sonra taşınmazlarını diğer davalı 3. kişi durumundaki oğluna sattığını bundan dolayı tazminata ilişkin yapılan takipte borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek söz konusu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı 3. kişi ve vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı borçluya bulunduğu cezaevinde tebligat yapılmış ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tasarrufun, yakın akrabalar arasında ve borçlunun maksadını bilebilecek kişiye yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Somut olayda dava konusu taşınmazlar, borçlu tarafından diğer davalı oğluna satılmıştır. Borçlunun uzun süreli cezaevinde bulunmasından dolayı vasi olarak tasarrufların diğer tarafı olan oğlu atanmıştır. Dava dilekçesi, vasi atanmasından sonraki bir tarihte borçluya bizzat kaydı ile tebliğ edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 426. maddesi hükmüne göre bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa temsil kayyımı atanması taraf teşkili sağlandıktan sonra görülmesi gerekir. Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, re"sen nazara alınması gerekir. Ayrıca taraf teşkili sağlanmadığı sürece işin esasına girme olanağı da yoktur. Açıklanan nedenlerle dava dilekçesinin tebligat yasası hükümlerine aykırı biçimde borçluya tebliğ edildiği gözetilmeden giderek taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Bu yönleri amaçlayan temyiz itirazının kabulü ile hükmün bozulması gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."na geri verilmesine 10.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.