
Esas No: 2012/7118
Karar No: 2013/1153
Karar Tarihi: 05.02.2013
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/7118 Esas 2013/1153 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine, ..., ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 23.03.2012 gün ve 139/75 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edenlerinin miras bırakanları ... ve ... ile davalıların miras bırakanı ...’ın Bağpınar Köyü 1114, 1116 parsel sayılı taşınmazlar ile 114 ada 3 parsel sayılı taşınmazların 1/3"er oranda pay sahipleri olduğunu, bu taşınmazlardaki ...’ın hisselerini vekil edeninin babası ...’nın 23.05.1973 tarihli el senedi ile satın aldığını, o günden beri de niza konusu taşınmazları kullandığını, ...’nın 1979 yılında öldüğünü açıklayarak, TMK’nun 713/2. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazlardaki davalının miras bırakanı ...’nın tapu kaydındaki paylarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir
Davalı Hazine vekili ile davalı ..., davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalılardan ... cevap dilekçesinde; uyuşmazlık konusu taşınmaz hisselerinin annesine ait olup, bağ nitelikli olanını annesinin 13.07.1973 yılında eşine bağışladığını, diğer paylarının annesinin mirasçıları arasında paylaşılmadığını açıklayıp, keşif sırasında alınan beyanında da; evlendiği gün davacının babası olan Nurettin’in, kendisine, babasının borcu olduğunu belirterek üstü boş bir belge imzalattığını, senedin sahte olduğunu, annesinin okuma yazması olmayıp, mühür kullanmadığını, senetten haberinin olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar yargılamaya katılmamış, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın, davalılar Sadık Turhan ve Bahire yönünden ispatlanamadığından, davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgilere göre; dava konusu taşınmazlar, 1964 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Nuh evlatları ..., ... ve ... adına 1/3"er hisse oranında tespit edilerek, tutanakların 27.04.1965 tarihinde kesinleşmesiyle adlarına tapu oluşmuştur. Kural olarak paylı mülkiyet hükümlerine tabii de olsa tapulu taşınmazların TMK"nun 706, Borçlar Kanunu"nun 213, Tapu Kanunu"nun 26, Noterlik Kanunu"nun 60 ve 80. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmayan satışları geçersizdir. Bu tür taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz. Böyle bir satış haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Bu bakımdan, kazanmayı
.//..
- 2 -
2012/7118 - 2013/1153
sağlayan zilyetlikle edinmeleri mümkün değildir. Bu kuralın istisnası TMK"nun 713/2. maddesidir. Nitekim davacılar vekili dava dilekçesinde, davalıların miras bırakanı ...’nın 1979 yılında öldüğünden bahsederek, TMK"nun 713/2. maddeye de dayanmış ve esasa ilişkin beyanlarını içerir dilekçesinde satış senedinin geçersizliği halinde davacının eklemeli zilyetlikle niza konusu taşınmazları 40 yıldan fazla süredir kullandığını, kayıt maliki ...’nın 20 yıl önce öldüğünü, TMK"nun 713/2. maddesindeki koşulların davacı lehine oluştuğunu açıklayarak, davanın bu sebeple kabulünü istemiştir. Mirasçılık belgesinden...’ın 01.12.1979 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Eldeki dava 24.03.2009 tarihinde açılmıştır. TMK"nun 713/2. fıkrasında; “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” amir hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi TMK"nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması; bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşulların da gerçekleşmiş bulunmasına bağlıdır. Çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında…” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur.
Aynı maddenin 1. fıkrasında ise; “tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” denilmiştir. Somut olayda; kayıt maliki Şefika’nın ölüm tarihi olan 01.12.1979 yılından eldeki davanın açıldığı 24.03.2009 tarihine kadar TMK’nun 713/1. maddesinde aranan 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi geçmemiştir. Davanın bu nedenle reddi gerekirken değişik gerekçelerle reddine karar verilmesi sonuca etkili görülmediğinden, davacı vekilinin hükmün esasına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün esasının ONANMASINA,
Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davanın reddine karar verildiği halde maktu karar ilam harcı yerine nispi karar ilam harcına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 3/2. maddesi uyarınca davanın ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücreti hükmedilebileceği gözden kaçırılarak, Hazine ve ... Belediyesi Başkanlığı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri Usul ve Kanuna aykırıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün avukatlık ücretine ve nispi harç alınmasına ilişkin bölümünün yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.