Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7568
Karar No: 2022/819
Karar Tarihi: 07.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7568 Esas 2022/819 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7568 E.  ,  2022/819 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 22.09.2020 tarih ve 2020/882 E. - 2020/1055 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi temlik alan davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı (temlik alan) vekili, temlik eden İng Bank A.Ş. ile dava dışı Beyinoğlu Metal Taah. İnş. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ile arasında akdedilen genel kredi sözleşmesini davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davalıların, 26/04/2014 tarihine kadar dava dışı şirketin hissedarı olduğunu, daha sonra hisselerini dava dışı ... isimli kişiye devrettiklerini, bu devir esnasında şirket aleyhine hiçbir icra takibi olmadığı gibi şirketin herhangi bir kuruma veya şahsa borcunun da bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, takibin hangi krediden kaynaklandığının belirlenemediği, genel kredi sözleşmelerinde kefilin, yalnızca imzaladığı sözleşme nedeniyle, bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi nedeniyle ödenmeyen borçtan sorumlu tutulacağı, davalıların takip konusu borçtan sorumlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların 26/04/2011 tarihinde şirketteki hisselerini dava dışı ...'a devrettikleri, bu devir tarihinden sonra temlik eden banka ile dava dışı şirket arasında 29/03/2012 tarihli 250.000,00 TL limitli yeni genel kredi sözleşmesi imzalandığı, yeniden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporla davalıların kefili olduğu 2009 tarihli krediden kaynaklı herhangi
    bir borç bulunmadığının tespit edildiği, 29/03/2012 tarihli kredi sözleşmesinde imzaları bulunmayan davalılar kredi borcundan sorumlu tutulamayacağından, İlk Derece Mahkemesince davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı-temlik alan vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bu kararın davacı-temlik alan vekili tarafından temyizi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kurulan karar Yargıtay (Kapatılan) 19. H.D.’nin 2018/2457 E. – 2020/234 K. sayılı ve 03/02/2020 tarihli ilamıyla bozulmuştur.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, 28/07/2020 tarihinde yayınlanan ve yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik HMK'nın 356/2. maddesi uyarınca duruşmalı istinaf incelemesi yapılan dosyalarda duruşma sonunda istinafı reddetmek veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararların verilebileceğinin düzenlenmiş olması karşısında, davalıların kefalet imzalarının bulunmadığı kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen karar, usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, temlik alan davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece yargılamasında eksiklik görülerek duruşma açılarak yapılan inceleme sırasında bilirkişi raporu alınmış, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde yürürlükte olan 353/1-b-1 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmadığının ve kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediğinin anlaşılması karşısında istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, yapılan inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması halinde ve bu hale münhasır olarak başvurunun esastan reddine karar verilmesi gereklidir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda da açıklandığı üzere yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık bakımından duruşma açılarak inceleme yapılması durumunda HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Aksi halde, incelenen kararda olduğu gibi, bir yandan kararın gerekçesinde yargılama eksikliğine ve bunun giderildiğine değinilirken, bir yandan da ancak ilk derece yargılamasında usul ve yasaya hiçbir aykırılık bulunmayan hallerde verilmesi gereken istinaf başvurusunun esastan reddi biçimindeki hüküm fıkrası arasında çelişki oluşacağı açık olup bu gibi bir durum ise kanuna açık aykırılık nedeniyle re’sen bozma nedeni teşkil eder niteliktedir.
    Hükümden sonra 7251 sayılı Kanun ile HMK’nın 356. maddesine eklenen ve yayım tarihinde yürürlüğe giren 2. fıkra, yukarda belirtilen hallerde, farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektirir nitelikte değildir. Nitekim, bilindiği ve HMK’nın 357. maddesinde ve özellikle bu maddenin gerekçesinde değinildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemelerince yapılacak incelemenin biri denetim açısından, diğeri ise dava konusu uyuşmazlık bakımından olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Ayrıntıya girilmeden ifade edilecek olursa, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak dava konusu uyuşmazlık üzerinde bir inceleme yapılması halinde, 356/2. maddede değinilen ve verilmesi öngörülen gerekli karar, “yeniden esas hakkında bir karar” olmak durumundadır.
    Tüm bu nedenlerle, HMK m. 353/1-b-1 kapsamında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle ve HMK’nın 369/1. ve 371. maddeleri uyarınca bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden temlik alan davacıya iadesine, 07/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Usul ve Yasa'ya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi