7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5217 Karar No: 2016/99 Karar Tarihi: 18.01.2016
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/5217 Esas 2016/99 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2015/5217 E. , 2016/99 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği ileri sürerek fazla mesai ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, olağan dışı fazla çalışma iddiası yönünden davacı taraf tanıklarından ... çalışma saatleri hakkında net bir beyanda bulunmamış, diğer tanık ise 06:00-02:00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiştir. Tanık beyanları dışında başkaca bir delil sunulmamıştır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 98. maddesindeki ağır vasıta şoförlerinin günlük fiili araç kullanma süresinin 9 saati geçemeyeceği yönündeki düzenlemesi göz önüne alınarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken soyut tanık beyanlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla ilgili alacağın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı vekili dava dilekçesinde tahsilini talep ettiği alacaklara faiz yürütülmesini istemediği, ıslah dilekçesinde ise ilgili alacakların yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği halde, HMK"nun 26.maddesine aykırı biçimde talep aşılarak fazla mesai ve ücret alacaklarının dava ve ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. 4- Kabule göre de; Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti alacağından yapılan indirim oranının fahiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre takdir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir. Somut olayda, fazla çalışma ücreti tanık beyanlarına göre hesaplanmış olup hükmedilen alacak miktarları gözetilerek makul oranda (daha düşük) hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken bu husus dikkate alınmadan fazla çalışma ücreti alacağından 2/3 oranında indirime gidilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.