Esas No: 2020/7581
Karar No: 2022/922
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7581 Esas 2022/922 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7581 E. , 2022/922 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.06.2018 tarih ve 2008/119 E- 2018/445 K. sayılı kararın davacı vekili, davalı ... ve katılma yoluyla davalılar ..., ..., ... ve Gülsa A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin usulden reddine- esastan reddine-kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.06.2020 tarih ve 2019/754 E- 2020/735 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %33 oranında hissedarı, davalılardan ..., ..., ... ve ...'ın şirketin yönetim kurulu üyeleri diğer davalılar ..., ... ve ...'nın ise tapu iptal ve tescilini talep ettikleri bağımsız bölümlerin tapu malikleri olup, şirket ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde satış vaadinde bulunan arsa sahipleri olduklarını, davalı yönetim kurulu üyelerinin tescil davasına konu taşımazları düşük fiyatlarla sattıklarını ve şirketi zarara uğrattıklarını, yaptıkları işlemlerle şirketin kar mahrumiyetine uğradığını, iki adet taşınmazın 150.000,00 TL'ye satıldığını, ancak muhasebe kayıtlarına 35.000,00 TL olarak yansıtıldığını, mermer alındığı şeklinde kayıt bulunmasına rağmen şirkette mermer bulunmadığını, kira gelirlerinin şirket kayıtlarına yansıtılmadığını, davalı şirketin yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisine düşmesi gereken 2 ve 3 nolu bağımsız bölümleri devralmadığını, halen mülk sahibi olan davalılar adına kayıtlı olduğunu, sözleşme gereği bu taşınmazların şirket adına alınması gerektiğini, ancak yöneticilerin bu işlemden kaçındıklarını ileri sürerek, davaya konu 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davalı şirket adına tesciline, şirketin zarara uğramasına sebep olan davalı yöneticilerin kasıt ve ihmal sonucu oluşan işlemleri nedeniyle şirketin zarara uğradığının ve miktarının tespiti ile müvekkilin payına düşen kısma yönelik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin kastın ve ihmalin oluştuğu tarihten itibaren işleyecek faiziyle birşikte davalı yönetim kurulu üyelerinden müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 11.02.2013 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ederek, dava dilekçesindeki taleplerini şirketin fesih ve tasfiyesine, olmadığı takdirde müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına, davalı taşınmaz sahipleri adına tescilli tapuların iptali ile şirket adına tesciline, davalı yöneticilerin sorumluluğu nedeniyle zarar tutarlarının tespit ve tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini şeklinde değiştirmiştir.
Davalılar vekili, davanın ayrı ayrı reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; ileri sürülen maddi olguların tamamen davalı yöneticilerin dava dışı anonim şirketin zararına neden olan eylemler olduğu, davanın mülga 6762 sayılı TTK'nın 309 ve 340. maddeleri kapsamında açılan bir dava olduğu, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açılabileceği, davacının kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını istediğinden tazminat davasının aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, ... aleyhine ise kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri olmaları nedeniyle tapu iptal ve tescil davası yöneltilmiş olup, davacının dava tarihi itibariyle şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı, dolayısı ile şirket adına tapu iptal ve tescil davası açamayacağı anlaşılmakla, Muratpaşa İlçesi Etiler Mah. 4845 Ada 2 parselde kayıtlı taşınmazların tapu iptal ve tescil için açtığı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddi gerektiği, davacının şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payı alacağına ilişkin davasının yapılan yargılamasında, ıslah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasa'nın 531. maddesi uyarınca davacının şirket hissesinin % 7 olması nedeniyle şirketin tasfiyesi için talepte bulunamayacağı, ancak davacının haklı sebeple paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip ortaklıktan çıkmayı talep edebileceği, dosya içeriğinin tetkikinden, ortaklar arasındaki şahsi uyuşmazlığın ilişkileri objekif ve sürekli olarak katlanılmaz hale getirdiği, bu durumun davacı ortak yönünden haklı sebep sayılması gerektiği, davacının çıkma payının karar tarihine en yakın tarihteki son bilirkişi ek raporu esas alınmak suretiyle 34.602,67 TL olduğu gerekçesiyle, davacının şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payı alacağına ilişkin davasının kabulü ile; davacının Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 24777 numarasında kayıtlı Gülsa İnşaat Turizm Taahhüt Sanayi Ticaret A.Ş. ortaklığından çıkmasına, çıkma payı olan 34.602,67 TL'nin karar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline davacının diğer taleplerinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili, davalı ... ve katılma yoluyla davalılar ..., ..., ... ve Gülsa A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı yanın istinaf başvurusu yönünden; davacının dolaylı zarar nedeniyle hüküm altına alınan sorumluluk tazminatını ancak şirket adına istemesi mümkün olduğundan ilk derece mahkemesince verilen aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle red kararının isabetli olduğu, ayrıca tapusunun iptali ve tescili istenen taşınmazların davalı anonim şirketin yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında şirkete düştüğü iddia edilen taşınmazlar olduğu, bu taşınmazların daha önceden şirket adına tescilli olmadığı, şirket ortağının şirketin alacaklarını şirket adına talep edebilmesi mümkün olmadığı gibi eldeki talep konusunda da ortağın aktif dava ehliyeti bulunmadığı, sözleşme nedeniyle alacakların tahsili ve tescil isteminin ancak şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesince benzer gerekçelerle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı yönündeki tespit ve değerlendirmenin isabetli olduğu, davacının fesih ve tasfiye talebinin reddine karar verildiğinden, çıkma payı alacağının eksik belirlendiğini ve taşınmazların değerinin de hesaba katılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının da reddi gerektiği davalıların istinaf başvuruları yönünden; davalı ...'nın ileri sürdüğü istinaf nedenleri davacı yararına talepler içerdiğinden bu davalının istinaf isteminde hukuki yararının bulunmadığı, katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunan davalılar ..., ... ve ...'ın davalı anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri oldukları, haklarında açılan sorumluluk davasının davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kabul hükmünün çıkma payı alacağına ilişkin olduğu, bu kısma ilişkin istinaf başvurusunun ancak şirket tarafından yapılabileceği, nitekim davalı şirket tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dolayısıyla adı geçen davalıların istinaf başvurusunda hukuki yararlarının bulunmadığı, katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunan davalı anomim şirket yönünden ise, davanın tümden ıslahı ile yeni talepler ileri sürülebileceği, ıslah istemiyle açılan fesih davasının görülmesinin mümkün olduğu, anonim şirket ortağının fesih ve tasfiye isteyebilmesi için asgari %10 oranında hisseye sahip olması gerektiği, ayrıca davalı şirket halka açık şirket olmadığı anlaşıldığından söz konusu düzenlenemenin davacı yönünden bağlayıcı bulunmadığı, ıslah dilekçesinin veriliş tarihi itibariyle davacının %7 oranında hissesinin bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça usulüne uygun olmayan sermaye arttırımları yolu ile davacının %33 olan hissesinin %7'ye düşürüldüğü ileri sürülmüşse de bu yönde açılmış herhangi bir davadan bahsedilmediği, dava tarihi itibariyle davacının hissesinin %10'un altında olduğunun kabulü gerektiği ve değinilen %10'luk oran dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davacı yararına çıkma payı alacağına hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile, davalı şirketin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davacının şirket yöneticileri olan davalılardan ..., ..., ..., ... hakkında açtığı sorumluluk davasının aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine, davacının Muratpaşa İlçesi Etiler Mah. 4845 Ada 2 parselde kayıtlı taşınmazların tapularının iptal ve şirket adına tescili için açtığı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine, davacının şirketin feshi ve çıkma payı alacağına ilişkin davasının özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 ve devamı maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371.maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava, anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğu, şirketin feshi, dolaylı zarar ve çıkma payı alacağının tahsili ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ortağın, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı şirkete düşen bağımsız bölümlerin, şirket yöneticileri tarafından şirket adına alınmadığı, yöneticilerin bu işlemi yapmaktan kaçındıkları ileri sürülerek bu bağımsız bölümlerin davalı arsa sahipleri adına olan tapularının iptali ile davalı şirket adına tescili istemi sorumluluk davası niteliğinde olup, davacının bu davayı açma hakkının bulunduğu anlaşılmakla, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) bunaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.