12. Ceza Dairesi 2015/16044 E. , 2016/12236 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, sanık ... müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafi ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Olay tarihinde 53 yaşında olan ve 2 yıldır menapozda olan mağdurun ara ara kanamalarının olduğu, postmenopozal kanama şikayetiyle başvurduğu ... Kadın Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi"nde yapılan muayene ve tetkikleri sonucu, perinede II. derece yırtık, vajinada kısmi prolapsus yani ana rahmin normal yerinden daha aşağıya gelmesi durumunun saptandığı, desensus uteri tanısıyla VAH+CAP+Kelly operasyonu önerildiği, ameliyattan önce 2005 ve 2006 yıllarında aynı hastanede yapılan tetkik ve ultrason incelemelerinde, mağdurda myoma uteri ve yine ameliyat öncesi yapılan tetkiklerde sol overin net izlenmediğinin tespit edildiği, 20.09.2006 tarihinde sanıklar Op Dr ..., Asistan Doktorlar ... ve ... tarafından ameliyata alındığı, postop vitalleri stabil seyrettiği, takiplerinde USG rezidü 100 cc olduğu, 23.09.2006 tarihinde şifa ile taburcu edildiği, mağdurun, olay sonrası ateş, halsizlik ve özellikle vajinadan aşırı akıntı gelme gibi şikayetlerinin geçmemesi üzerine çeşitli hastane ve doktorlara başvurduğu, akıntı şikayetinin geçmemesi üzerine 2007 yılı 7. ayında başka bir sağlık kuruluşunda yapılan tetkiklerinde, sağ böbrekte hidronefroz tespit edildiği, tanısal üreterorenoskopi, tanısal sistoskopi ve üreteral j stent takılması operasyonları yapıldığı, üreterde orifise birkaç cm mesafedeki hafif daralma bölgesi dışında özellik görülmediği, sonraki süreçte hastanın sağ böbreğin hipolazik yani böbrek küçülmesi ve böbrekte fonksiyon azalması olduğunun görüldüğü, mağdur en son aşamada böbreklerinden birisinin çürümesi nedeniyle alınacağının kendisine doktorlar tarafından söylendiğini iddia ettiği olayda;
Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu"nun raporunda; kişide tespit edilen patolojik bulgular sonucu yapılan ameliyatın endikasyonunun bulunduğunun, ameliyat tekniğinin günümüz tıbbında kabul gören bir yöntem olduğunun, hastada sağ üreterde obstrüksiyon ve böbreğinde gelişen hidronefroz sonucu sağ böbreğinin işlev kaybına uğramasının uygulanan ameliyata bağlı geliştiğini teyid eder tıbbi bulgu saptanmadığının, söz konusu durumların ameliyat sonrası gelişebilen komplikasyonlara bağlı olabileceği gibi, ameliyat dışı nedenlerle oluşabileceğinin, kişinin tedavisi ile ilgili hekimlere atfı kabil kusur tespit edilmediğinin belirtildiği; Adli Tıp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ile kadın doğum uzmanının hazırladığı 17.12.2008 tarihli bilimsel mütalaada; ameliyat sırasında sağ üreterin bağlanması sonucu oluşan üreter darlığının, o ana kadar sağlam olduğu tıbbi belgelerde belirtilen sağ böbrekte hidronefroza neden olarak böbreğin geriye dönüşümsüz anatomik ve fonksiyonel kaybına yol açtığı, gerek ameliyat sırasında sağ üreterin bağlanması, gerekse de hastanın ameliyat sonrası takibindeki hastanın ciddi yakınmaları olmasına rağmen eksiklik, özen eksikliğinden kaynaklanan tıbbi uygulama hatasını oluşturduğu, standart bir takip ile böbrekteki fonksiyon bozukluğu/tam işlev kaybı olmadan önceki dönemlerde önlenebileceği görüşüne yer verilmiş olup;
Tüm bu belirlemeler karşısında; sanıkların kusurlu olup olmadıkları hususunda şüpheye düşüldüğü, sanıklara atfedilecek kusurun tartışmayı gerektirmeyecek şekilde kesin bir biçimde saptanması, özellikle mağdurun yaralanmasının niteliği hususunda Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınarak, sağ böbrekte görülen ""hipolazik"" durumun uygulanan ameliyata bağlı olup olmadığının, ameliyat sırasındaki tıbbi bir hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının, söz konusu durumun ameliyat sırasında gelişen bir komplikasyon ya da ameliyat dışı nedenler ile oluşabilecek nitelikte olup olmadığının, dosyada mevcut 20.09.06 tarihli ve altında mağdur ile oğlu ..."in isim ve imzasının bulunduğu ameliyat öncesi hasta bilgilendirme ve onama formu ile, hastanın ameliyat sırasında meydana gelebilecek riskler ile ilgili yeterince bilgilendirilip bilgilendirilmediğinin, ameliyat sonrası hastanın takiplerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespiti ile, sanıkların yapılan müdahalelerde bir ihmallerinin bulunup bulunmadığı hususlarında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, sanıkların olay nedeniyle tıbbi açıdan kusurlu bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olarak önceki raporlarda irdelenecek şekilde ve sanıkların eylemi ile yaralanma neticesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının her türlü şüpheden uzak biçimde saptanması için bir kez de Yüksek Sağlık Şurası"ndan rapor alınması Yüksek Sağlık Şurası raporu ile Adil Tıp 2. İhtisas Kurulu raporu arasında çelişki çıkması durumunda ise Adil Tıp Genel Kurulundan rapor alınmasından sonra, sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde sanıkların beraatine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Kendisini vekaletnameli vekille temsil ettiren beraat eden sanık ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ile sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.