
Esas No: 2012/23811
Karar No: 2013/1523
Karar Tarihi: 04.02.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/23811 Esas 2013/1523 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 2073,39 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada,.... Müdürlüğüne atanan ve özelleştirme kapsamında bulunan davalıya fazla ödenen 2 073,39 TL fark tazminatının tahsili istenilmiş, mahkemenin, kamu hizmetinin yürütülmesi nedeniyle uyuşmazlığın İdare Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın görev nedeniyle reddine ilişkin hükmü Dairemizin 23.10.2008 tarih ve 2008/12322-17728 sayılı ilamı ile bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, ancak, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği gibi zamanaşımı defi, borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, bunu ileri süren tarafa, borcu yerine getirmekten kaçınma yetkisi vermektedir. Bu bağlamda Borçlar Kanunu’nun 66. maddesine göre; nedensiz mal ediniminden dolayı açılacak dava, zarar gören tarafından verdiğini geri almaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu günden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Anılan Kanunun 132. maddesinde, zamanaşımının işlemesine engel olan ve onu durduran sebepler sıralandığı gibi, 133. maddesinde de zamanaşımını kesen olgular açıklanmıştır. Sebepsiz zenginleşme hukuksal temeline dayalı bu tür davalarda öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı ise kamu kurum ve kuruluşları açısından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1987 gün ve 1987/9-68 Esas, 1987/618 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı gibi, o kurum ve kuruluşların dava açma konusunda yetkili kılınan kişi veya organlarının verdiğini geri almaya (istirdada) hakkı olduğunu öğrendiği tarihtir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; öncelikle gerekli tüm belge ve yazışmalar getirtilerek davalı tarafından yasal süresinde ileri sürülen zamanaşımı defi konusunda irdeleme yapılmalı, özellikle, davacı Hazine yönünden zamanaşımı süresinin, dava açmaya yetkili kişi ya da organının öğrenme tarihi itibarıyla işlemeye başladığı dikkate alınıp, sözkonusu kişi/organ yöntemince belirlendikten sonra öğrenme günü açıklığa kavuşturulmalı, zamanaşımının gerçekleşmediği saptandığında, yersiz ödeme tutarlarının geri alınabileceği gözönünde bulundurulmalı ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, “zamanaşımı kurumu”na yanlış anlam yüklenip, yapılan ödemelere ilişkin zamanaşımının gerçekleştiği yönünde hatalı uygulama yapılarak, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.