21. Hukuk Dairesi 2013/14754 E. , 2014/666 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, ... Vek. Av. ... ile davalı, SGK Vek. Av. ... aralarındaki tespit davası hakkında... 8. İş Mahkemesi"nce verilen 06/12/2012 gün ve 2012/60 - 1026 sayılı kararın onanmasına ilişkin Dairemizin 11/04/2013 gün ve 2013/1751 - 7348 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
K A R A R
Davacı vekili 20.05.2013 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 11.04.2013 gün 2013/1751E, 2013/7348K sayılı kararında davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, davacı tarafça hükmün temyiz edilmesine rağmen, davacı temyiz itirazlarının incelenmediğinden bahisle maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Davacı, 506 sayılı Yasa kapsamında ve ... kapsamında sigortalı olduğu günlerin tespiti isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davacının 03.10.1993-12.08.1998 tarihleri arasında ... sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş, dosya önce Dairemizin 2010/1094E, 3394K sayılı ve 11.04.2011 tarihli ilamı ile geri çevrilmesine karar verildikten sonra bu kez 2011/9001E, 9252K ve 01.11.2011 tarihli ilamımız ile karar bozulmuş ve mahkemece ikinci kez verilen bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi sırasında davacı temyizinin değerlendirilmediği davalı temyizi ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda yerel mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, Dairemiz kararının ve dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır. Hal böyle olunca da Dairemiz ilamının, davacının temyiz itirazlarının değerlendirilmemesi nedeniyle maddi yanılgıya dayalı olduğu ve düzeltilmesinin gerektiği açık ve seçiktir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle maddi hataya dayalı olduğu anlaşılan Dairemizin 11.04.2013 gün 2013/1751E, 2013/7348K sayılı onama kararının kaldırılmasına,
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davacı ve davalı taraf vekillerinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 20/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.