Esas No: 2020/8154
Karar No: 2022/911
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8154 Esas 2022/911 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, zirai kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu kapattığını ve kefilliğinin sona ermesi gerektiğini savunarak davalı bankanın yaptığı icra takiplerinin iptal edilmesini talep etmiştir. Davalı banka ise borcun ödenmediğini ve kefilliğin devam ettiğini iddia etmiştir. Mahkeme, yasanın yürürlük tarihi itibariyle borcun kalmamış olması nedeniyle davacının talebinin konusuz kaldığına karar vermiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda davacı vekilinin tüm itirazlarının reddedilip, yerel mahkeme kararının hükümde ONANMASINA karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: 5661 sayılı Kanun, 6111 sayılı Kanun.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.10.2020 tarih ve 2020/112 E. - 2020/80 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1999 tarihli zirai kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu 11.06.2007 tarihinde kapattığını, davalı bankanın 0,01 kuruş bakiye kaldığından bahisle müvekkilinin kefilliğini sonlandırmadığını, oysa müvekkilinin kefilliğinin 5661 sayılı kanun kapsamında sona erdiğini ileri sürerek davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan 5 ayrı icra takibinde müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının 5661 sayılı yasadan faydalanması için 31.12.2007 tarihine kadar asıl borcu ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri dahil olmak üzere ferileriyle birlikte ödemesi gerektiğini, davacının 2007 tarihinde ödemeler yaptığını, ancak avukatlık vekalet ücreti ve icra masraflarını ödememesi nedeniyle borç hesabının açık kaldığını, davacının kendi borcuna asaleten yaptığı ödemelerin 2011 tarihinde yapıldığını ve bu ödemelerin 31.12.2007 tarihinden sonra olması nedeniyle 5661 sayılı Yasa'dan yararlanma imkanının bulunmadığını, kefaletinin devam ettiğini, davacının 27.04.2011 tarihinde borcunu 6111 sayılı Yasa'ya göre yapılandırmak istemesinin de borcun kapanmadığını ispatladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; yasanın yürürlük tarihi itibariyle davacının borcunun kalmamış olması gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.