Esas No: 2020/6907
Karar No: 2022/941
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6907 Esas 2022/941 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6907 E. , 2022/941 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.04.2017 tarih ve 2016/480 E- 2017/383 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.06.2020 tarih ve 2017/4565 E- 2020/1149 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bakırköy 2. İcra Dairesi'nin 2014/166 esas sayılı dosyasında davacıların davalı borçlulardan alacaklı olduğunu, davalıların müvekkillerinin iyi niyetinden yararlanarak çekin ön yüzüne not yazdıklarını, söz konusu çekten kaynaklı borcun ödenmediğini belirterek itirazın iptalini takibin devamını icra inkar tazminatına tüm harç masraf ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu borcun ödenmiş olduğunu, takibe konu çekin hukuki vasfını kaybetmiş olduğunu belirterek davanın reddini, kabul anlamına gelmemek üzere fahiş faiz talebinin reddini davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalılarım ise söz konusu çeklerin İstanbul İli, ...İlçesi, ...Köyü, 101 Ada ... Parsel sayılı 1/2 hissesi ...e 1/2 Makrom Şirketi adına kayıtlı taşınmazdaki hissenin satımdan kaynaklı olarak icra takibine konu çekin taşınmaz satış bedeline mahsuben verildiğini, bu çeke istinaden davalılar tarafınca 13.000,00 TL ödendiğini, ancak davalıların bahsedilen taşınmazın kararlaştırılan satış bedeline çok daha fazla ödeme yapmak zorunda kalması nedeniyle davacı ve dava dışı Makrom ve Golden şirket yetkililerinin aralarında yaptıkları anlaşma uyarınca bakiye çek bedelinin bu şirketler tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, çekin zamanaşımına uğraması nedeniyle çekin yazılı belge niteliğinde olduğu, yazılı belge sayılan çekin ön yüzüne "bu çeke istinaden 13.000,00 TL tarafımızca ödendi kalan bakiye Makrom tarafından ödenecek" şerhinin düşüldüğü ve bu metnin davacı ... ve davalı ... tarafından imzalandığı, dolayısıyla yazılı sözleşme niteliğindeki bu ibarenin davacı tarafı bağlayacağını, bu ibare uyarınca söz konusu borcunun keşidecilerden olan Makrom şirketine temlik ettiği ve davacının da bunu kabul ettiği, bu nedenle davacı tarafın söz konusu bedeli davalılardan talep edemeyeceği, gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, davacı ... ile davalı ... arasında sözleşme şeklinde ve çekin ön yüzüne yazılan ibare ile; çekin 13.000,00 TL'sinin ödendiği, kalan kısmın ise Makrom şirketinden tahsil edileceği yazıldığı ve davalı ... ve davacı ... tarafından imzalandığı, sözleşme ile ... çekte avalist durumuna geldiği, çekte tüm ciranta ve keşideciler müştereken borçlu durumda iken davalı ...'ın irade açıklaması ile borcun 75.000,00 TL kısmından sadece Makrom Şirketi'nin sorumlu olacağına dair anlaşmanın borcun nakli anlaşması olduğu ve borç nakledilen Makrom şirketinin onayı ve imzası bulunmadığını, borcun nakledildiği ve çekteki sorumluluk şeklini artıran bu anlaşma imzalayan dışındaki diğer borçluları bağlamayacağını, davacının tahsil ettiği miktarı mahsup ederek takip yaptığından, davalı keşideci şirket kalan kısımdan diğer müteselsil borçlular ile birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verildiğinden davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, 15.10.2013 vadeli, 88.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı bakiye 75.000,00 TL alacağa ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Davalı ...’ın imzası, çekin ön yüzünde olmakla birlikte, çek keşide tarihinden sonra ve çek bedelinin bir kısmının tahsili üzerine çekin ön yüzüne yazılan ibare için atılan bir imza mahiyetinde olduğundan bu yönüyle imzanın avalist sıfatıyla atılmış bir imza olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davacı hamil, keşideciden 13.00,00 TL tahsilatta bulunduktan sonra, çekin ön yüzüne “Bu çeke istinaden tarafımca 13.000,00 TL’si ödendi, kalan kısım ise Makrom şirketinden ödenecek” açıklaması dercedildikten sonra bu ibarenin altını imzalamıştır. TBK 132. maddeye göre “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen ve kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmü nazara alındığında, davacının 13.000,00 TL tahsilattan sonra keşideciyi ibra ettiği sonucuna varılmalıdır.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... lehine oybirliğiyle BOZULMASINA, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket lehine oyçokluğuyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak, çek hamili tarafından, çek keşidecisi ve avalist olduğu ileri sürülen ... hakkında başlatılan genel haciz yoluyla icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava ve takip konusu çekin ön yüzüne hamil tarafından düşülen kayıt, TTK’nın 818/1(h) maddesi delaletiyle uygulanması gereken 709/2 ve 3. fıkraları çerçevesinde çek bedeline mahsuben yapılan 13.000.- TL tutarındaki kısmi ödemeye ilişkin bir kayıt ve bu suretle kısmi ödemeyi gösteren bir makbuz niteliğindedir. Yine TTK’nın 818/1(c) maddesi delaletiyle uygulanması gereken aynı kanunun 679. maddesi uyarınca çeki düzenleyenin (keşidecinin) çekin kısmen yahut tamamen ödenmemesinden sorumlu tutulmayacağı yolunda düşülen kayıtlar yazılmamış sayılmalıdır. Bu anlamda, çekin kısmi ödemeden arta kalan bedelinin, münhasıran, çeki davacıya ciro eden Makrom şirketinden tahsil edileceğine ilişkin ibarenin yazılmamış addedilmesi gerekir. Bu durumda, davacı hamilin, TTK’nın 818. maddesi delaletiyle 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde, keşideci AHM Ltd. Şti.’nden çekin ödenmeyen tutarını talep etmesi olanaklıdır. Davalı keşideci kısmi ödeme dışında kalan çek bedelinin hamile ödendiğini kanıtlayamamış olup hakkındaki davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Daire çoğunluğunun çekin ön yüzüne düşülen mezkur kayıt nedeniyle, çekin hamili tarafından, çek keşidecisinin çek bedelinin tümü üzerinden ibra edildiği yolundaki kabulüne ve bu suretle oluşturulan (2) nolu bozma nedenine katılmak hukuken olanaklı değildir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.