8. Hukuk Dairesi 2018/8386 E. , 2019/3282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen iki adet taşınmaz nedeniyle toplam 30.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiş, 21.03.2013 tarihli dilekçe ile talep miktarını 76.436,92 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 245 parsel sayılı sayılı taşınmaz nedeniyle 24.053,18 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Mahkemece, 02.07.2014 günlü ilk kararla tasfiyeye konu 245 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 40.443,75 TL, 703 ada 1 parsel 1 nolu bağımsız bölüm nedeniyle 26.946,92 TL olmak üzere toplam 67.390,67 TL alacağın tahsiline karar verilmiş, temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.04.2016 tarihli bozma ilamıyla hükmün ""245 parsel sayılı taşınmaza ilişkin esas bakımından ve toplam alacağa uygulanan faizin başlangıcı"" yönünden bozulmuş, Mahkemece, 19.07.2016 tarihli 1. oturumda bozmaya uyulmasına karar verilmiştir.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Ne var ki; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, bozma ilamında, davacı lehine hükmedilen her iki taşınmaz yönünden toplam alacağa "ıslahla artırılan miktar yönünden ıslah tarihinden, kalan bölüm için de dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi" gerektiği belirtildiği halde; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde de 703 ada 1 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden hükmedilen alacağa uygulanan faizin başlangıç tarihi düzeltilmeden sadece 245 parsel sayılı taşınmaz yönünden alacağa karar verilmesi, bunun dışında 703 ada 1 parselde 1 nolu bağımsız bölümle ilgili miktara hükümde yer verilmemesi infazda tereddüt oluşturacağından doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş; uyulan bozma ilamına uygun şekilde 703 ada 1 parselde 1 nolu bağımsız bölüm (26.946,92 TL) ve 245 parsel sayılı taşınmaz (24.053,18 TL) nedeniyle hükmedilen toplam (51.000,01 TL) alacağa "ıslahla artırılan miktar yönünden ıslah tarihinden, kalan bölüm için de dava tarihinden itibaren" faize hükmedilmesi olmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine ve HUMK"un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.