9. Hukuk Dairesi 2021/11541 E. , 2021/15757 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait Çatalağzı Termik Santralinde ve alt işverenler bünyesinde kömür bant sahasında, kömür temizleme ve vagon açma işinde çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin özelleştirme sebebi ile feshedildiği 12.01.2015 tarihine kadar devam ettiğini, davalı Elektrik Üretim A.Ş. ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ve davacının en başından beri davalı işverenin asıl işçisi olduğunu ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret farkı, ilave tediye, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı ikramiye ve iş güçlüğü tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def"inde bulunduklarını, ihale makamı olduklarını, bu sebeple kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ve ayrıca davalı ile dava dışı şirketler arasında muvazaalı bir ilişki bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporu raporuna dayanılarak, davacının özelleştirmeden sonra da aynı işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiği ve feshe bağlı alacaklara hak kazanamadığı ve davalı ile ihbar olunan şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı gerekçesiyle ek davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri yönünden emsal kararlar da dikkate alınarak davalı ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu olduğunun anlaşılmasıyla davalının istinaf başvurusunun reddine, davacı tarafından ilave tediye ve ücret farkı alacağına ilişkin ek davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, hüküm altına alınan alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faizin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasına, dava konusu diğer alacakların ise reddine karar verilmiştir.
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bozma İlamı:
Dairemizce; “Somut uyuşmazlıkta; davacının özelleştirmeden sonra da aynı iş yerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam etmesi sebebiyle feshe bağlı alacakların; sendika üyesi olmaması sebebiyle de Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı ikramiye alacağı ile iş güçlüğü tazminatının reddi dosya kapsamına uygundur.
Dosyada yer alan davalı ile dava dışı şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinde işin tanımının, “Elektrik Üretim A.Ş. Çatalağzı Termik Santrali İşletme Müdürlüğü, 2 yıllık 181 kişilik kömür boşaltma, kül cüruf atma, inşaat işleri atölye temizliği ve teknik temizlik hizmetlerinin yapılması işi ” şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi emsal kararları ile davacının çalıştığı alt işverenler ile davalı Elektrik Üretim A.Ş arasındaki asıl işveren-alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu kesinleştiğinden, dosya kapsamı gözetildiğinde, davacının başından itibaren asıl işveren olan davalı Elektrik Üretim A.Ş. işçisi olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Bkz. 22. HD. 2017/34957-14820 E.K.; 2016/18246-2019/3397 E.K.; 2017/37467-19417 E.K.; 2017/31021 E.- 2020/7087 K.).
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafından dosyaya sunulan emsal işçi ...’ün 31.07.2013 tarihinde emekli olduğu; ancak ... 3. İş Mahkemesi’nin 2015/65 esas sayılı dosyası ile ... 2. İş Mahkemesi’nin 2015/601 esas sayılı dosyalarına sunulan 2014 yılı Aralık ayı ücret bordrolarına göre davacının yaptığı işe uyan kömür temizleme- kül cüruf atma işçisinin 2014 yılı Aralık ayındaki günlük ücretinin 92,63 TL olduğu belirtilerek, dava konusu ücret farkı ve ilave tediye alacakları buna göre hesaplanmıştır.
Davacının Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği veya dayanışma aidatı ödeyerek faydalanma talebi bulunmadığından, Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması olanaklı değildir.
Davalı tarafından emsal olarak bildirilen işçinin sendika üyesi olduğu ve büro işçisi olarak çalıştığı, dolayısıyla da davacı için emsal olamayacağı açıktır. Bilirkişi tarafından esas alınan emsal dosyalara sunulan bordrolar ise dosya içerisinde bulunmadığından, davacı yönünden emsal olup olmadıkları denetlenememektedir.
Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından muvazaanın kabulü isabetli ise de davacının sendika üyesi olmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediği gözetildiğinde; davalı işveren işyerinde davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığı belirlenerek emsal işçi olması halinde ücret farkı ve ilave tediye alacakları emsal işçi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınmalı; sendikalı olmayan emsal işçi bulunmadığının anlaşılması halinde ise, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki sözleşme ve şartnamelerde işçiye ödenecek ücretin belirlenmiş olması ya da işçiyle yapılan bireysel iş sözleşmesinde ücretin gösterilmiş olması ve buna göre eksik ücret ödendiğinin tespiti durumunda bu ücrete göre ücret farkı ve ilave tediye alacağı hesaplanmalı; böyle bir tespit yapılamadığı takdirde ise ücret farkı alacağı talebi reddedilerek ilave tediye alacağı davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.
Bu yön göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. “gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323 1/ğ). Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca; tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
Somut olayda, davacı ıslah dilekçesi ile dava değerini 176.267,79 TL olarak belirlemiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek toplam 6.402,22 TL alacak kabul, 169.865,57 TL alacak ise reddedilmiştir. Davalı, konusu para olan davada yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı lehine, 169.865,57 TL reddedilen alacak üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi de gözetilerek, nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan husus bozma sebebi ise de, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda yazılı sebeplerden, temyiz olunan ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının hüküm fıkrasının 7.bendinde yer alan "Davalı davada kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 320.087.22TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine;" rakam ve sözcüklerinin çıkarılmasına ve “Davalı davada kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 20.087,23TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine " rakam ve sözcüklerinin eklenmesine, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 24.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi