Ceza Genel Kurulu 2016/983 E. , 2018/67 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 17. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 24.02.2011
Sayısı : 1-139
Hırsızlık suçundan sanık ..."ün beraatine ilişkin Tarsus 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.02.2011 gün ve 1-139 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Ceza Dairesince 29.12.2015 gün ve 7561-11815 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 06.04.2016 gün ve 242758 sayı ile;
"...Olay günü şikâyetçinin üzerinden çalınan cep telefonunun aynı gün ve devam eden günlerde sanık tarafından kullanılması, sanığın, suça konu cep telefonunu, isim ve adresini bilmediği bir şahıstan 100 Liraya satın aldığını beyan etmesi, sanığın cep telefonunu satın aldığı kişinin isim ve adresini ispatlayamaması ve belge de sunamadığının anlaşılması, ayrıca şikâyetçinin 18.12.2009 tarihli ifadesinde ve 21.10.2010 tarihli duruşmadaki beyanında, kimlik fotokopisi üzerinden sanığı teşhis etmesi karşısında, sanık hakkında hırsızlık suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi; sanığın hırsızlık suçunu işlediği hususunda şüphenin var olması hâlinde ise TCK"nun 165. maddesi kapsamında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun oluşup oluşmadığı hususunun da tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 19.04.2016 gün ve 4304-5753 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; mevcut delil durumuna göre sanığın, hırsızlık veya suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu işleyip işlemediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle, eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının ve kamu davasının suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçuna dönüşebilecek şekilde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mağdurun, otobüste yolculuk yaptığı sırada üzerinde bulunan cep telefonunun çalındığı yönündeki müracaatı üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
Mağdurun kullandığı 0 538 243.... numaralı GSM hattına ait HTS kayıtlarına göre; suça konu telefonun çalınmadan önce son kez, suç tarihi olan 05.10.2009 günü saat 12.45"te mağdur tarafından; çalınma olayından sonra ise ilk kez, aynı gün saat 19.22"de sanık tarafından kullanıldığı, sanığın, Adana/Seyhan baz istasyonu vasıtasıyla görüşmeler yaptığı,
Suça konu cep telefonunun sanık tarafından kullanıldığının tespiti üzerine sanığa ulaşıldığı ve sanığın telefonu rızası ile kolluğa teslim ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur aşamalarda; Adana TOK otobüslerinde memur olarak görev yaptığını, olay günü saat 13.00"e kadar çalıştıktan sonra Tarsus"a gelmek üzere otobüse bindiğini, üzerinde tamirci kıyafeti ve yanında tamir malzemeleri bulunan 30-35 yaşlarında bir şahsın, Tarsus karayolu üzerindeki Çukobirliğe ait binanın bulunduğu yerden otobüse binerek yanına oturduğunu, otobüs seyir hâlinde iken uyuyakaldığını, ineceği yerde muavinin kendisini uyandırdığını, otobüsten indikten sonra cep telefonunun çalındığını fark ettiğini, otobüsü kontrol ettiğini ancak telefonunu bulamadığını, telefonunu yanına oturan şahsın çalmış olabileceğini, otobüste yanına oturan şahsın, nüfus cüzdanında resmi gösterilen sanık olduğunu ifade etmiştir.
Sanık kollukta; mermer ustası olduğunu, suça konu cep telefonunu ismini bilmediği 25-28 yaşlarındaki bir şahıstan 100 Liraya satın aldığını, telefonun çalıntı olduğunu bilmediğini,
Mahkemede farklı olarak; suç tarihinde Tarsus"ta bulunmadığını, ismini bilmediği bir çocuktan aldığı söz konusu cep telefonunu bir hafta kullandığını, telefona hattını taktıktan sonra çalıntı olduğuna dair mesaj geldiğini, bunun üzerine telefonu Şakirpaşa Polis Merkezine teslim ettiğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Otobüste yolculuk yapan mağdurun uyuduğu sırada belinde takılı bulunan cep telefonunu sanığın çaldığı iddia edilen olayda; mağdurun aşamalarda kimlik fotokopisi üzerindeki resimden teşhis ettiği sanığın, olay günü otobüste yanında oturduğunu beyan etmesi, suça konu telefonun çalındıktan sonra ilk kez sanık tarafından Adana ilinde kullanıldığının tespit edilmesi ve sanığın telefonu tanımadığı bir şahıstan satın aldığını savunması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, mağdurun mümkünse sanıkla yüzleştirilerek, mümkün olmadığı takdirde sanığın fotoğrafı başka kişilere ait fotoğraflarla birlikte kendisine gösterilerek suç tarihinde otobüste yanına oturan kişinin sanık olup olmadığının usulüne uygun teşhisle tespit edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile beraat kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Eksik araştırma giderildikten sonra, yargılamanın esasını oluşturan iddianamenin anlatım kısmında "...bahse konu cep telefonunun yapılan takibinde, çalındığı gün şüpheli ... tarafından kullanıldığının tespit edildiği, şüphelinin talimatla aldırılan ifadesi sırasında cep telefonunun kendisinden elde edildiği ve savunmasında bahse konu cep telefonunu tanımadığı bir şahsın kendisine sattığını belirttiği" açıklamasına yer verilmek suretiyle TCK"nun 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçuna dönüşebilecek şekilde kamu davasının açıldığı da gözetilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
İtirazın değişik gerekçe ile kabulü yönünde oy kullanan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulduğu, bu nedenle itirazın değişik gerekçe ile kabul edilmesi gerektiği, bununla birlikte, bu aşamadan sonraki teşhise itibar edilemeyeceği" şeklinde farklı görüş açıklamıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,
2- Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 29.12.2015 gün ve 7561-11815 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Tarsus 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.02.2011 gün ve 1-139 sayılı hükmünün, sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.02.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.