21. Hukuk Dairesi 2013/20606 E. , 2014/659 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2011
NUMARASI : 2005/37-2011/991
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarınnın tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 01.01.1997 tarihinden 26.02.2002 tarihine kadar davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 02.03.1998 tarihinde davalı işyerinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin verildiği, hizmet cetvelinden davacının 1998/1.döneminde 10 gün, 2.dönemde 20, 3.dönemde 15 gün; 1999 yılında toplam 150 gün; 2000 yılında 140 gün ve 2001 yılında 1.dönemde 20 gün, 2.dönemde 120 gün çalışmasının bildirildiği, davacının 1998 yılı Mart-Aralık ayları, 1999 yılı Şubat ayı hariç Ocak-Kasım ayları, 2000 yılında tüm aylara ve 2001 yılında Ocak ayından Ağustos ayına ilişkin ücret bordrolarında imzasının bulunduğu, bilirkişi incelemesinde 1998 yılı Mart, Nisan, Ekim ayları ile 2001 yılı Mart ve Ağustos ayına ilişkin ücret bordrolarındaki imzalarının davacının eli ürünü olmadığı, ancak diğer ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği, dinlenen tanıklardan sadece ikisinin kısa bir dönem bordrolu çalışmalarının olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından ibraz edilen ve imzasının davacıya ait olduğu anlaşılan ücret bordroları bakımından davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan ve imzasının davacıya ait olduğu anlaşılan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da imzaların davacıya ait olmadığı tespit edilen dönemlerde, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar tespit edilerek beyanlarına başvurmak, zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, kayıtlı iş yeri sahiplerini ve adreslerini açık ve net olarak belirleyip, Belediyeden ve Vergi Dairesinden bu iş yerlerinin kayıtlarını getirip komşu ve yakınlıklarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.