Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5326 Esas 2020/6429 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5326
Karar No: 2020/6429
Karar Tarihi: 02.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5326 Esas 2020/6429 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/5326 E.  ,  2020/6429 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, davalı borçlu ...Sağlık Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı ... plakalı aracını şirket yetkilisinin akrabasına devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline talep etmişlerdir.
    Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, kendisine devir yapılan ...’in davalı şirketin tek ortağı olan ..."un kuzeni ve ikinci dereceden akrabası olduğundan İİK 280/2. maddesi uyarınca şirketin acz içinde olduğunu bilmesi gerektiği, İİK 280/1 maddesi uyarınca borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının bilinmesini gerektiren hallerde tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür.
    Somut olayda, borçlu şirketin bilinen adresinde bir haciz yapılamamış, 18.02.2016 tarhinde başka bir şirket adresine hacze gidilmiş ancak orada da herhangi bir işlem yapılmamıştır. Alacaklı tarafından sunulmuş bir aciz belgeside bulunmaktadır.
    Bu durumda, borçlunun aciz halinin varlığının sabit olduğundan söz edilemez.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, hiçbir işlem yapılmamış olan 18.02.2016 tarihli haciz tutunağının aciz belgesi niteliğine olduğu kabul edilerek hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 02.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.