3. Hukuk Dairesi 2021/3664 E. , 2021/6726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; pamuk ürünü için sulama yaptığını, ancak çok sık elektrik kesildiğini, elektrik enerjisinde aşırı dalgalanma olduğunu, voltajın düştüğünü, kuyunun dalgıç pompalarının yandığını, ürünün yeterince sulanamadığını, bu hususta delil tespiti yapıldığını, delil tespit raporuna itiraz olduğundan verim düşüklüğü zararının açıkça belirlenemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, 8.600 TL dalgıç pompası tamir ücreti, 3.400 TL ürün kaybı olmak üzere toplam 12.000 TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14/04/2016 tarihinde ürün kaybı yönünden talebini 72.252,82 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; davacının abone olmadığını, önlem almadığını, bölgede kaçak kullanımın olduğunu, kesintilerin yasal olduğunu, tespit raporunu kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 72.250,82 TL ürün kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 14.05.2018 tarihli ve 2016/16543 E., 2018/5138 K. sayılı kararla; delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalının %90 oranında, davacının %10 oranında kusurlu olduğu belirlenerek, ürün zararının 82.801.65 TL olarak hesaplandığı, yargılama sırasında düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davalının %85 oranında, davacının %15 oranında kusurlu olduğu belirlenerek, ürün zararının 72.252.82 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporlarında davacının kullanmış olduğu tesisatların yönetmeliğe uygun olup olmadığı, davacı tarafından kullanılan enerji nakil hattından yararlanan diğer abonelerden kesintiye veya bu kesinti nedeniyle husule gelen zarara ilişkin bir şikayet olup olmadığı hususu noktasında bir inceleme yapılmadığı gibi ürün kaybı nedeniyle oluşan toplam zarardan farklı sonuca nasıl ulaşıldığına değinilmediği, dolayısıyla raporlar arasında oluşan çelişkinin giderilmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalının %80 oranında, davacının ise %20 oranında kusurlu olduğu, dava tarihi itibariyle davacının oluşan zararının 72.852,18 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 72.852,18 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- HMK"nın 26/1. maddesi hükmüne göre; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, 3.400 TL ürün kaybının dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14/04/2016 tarihinde ürün kaybı yönünden talebini 72.252,82 TL"ye yükseltmiş, mahkemece talep aşılarak 72.852,18 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Buna göre, mahkemece, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; mahkemece "72.250,82 TL ürün kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline" dair verilen ilk karar, davalı tarafın temyizi üzerine bozulmuş olup, mahkemece aleyhe hüküm verme yasağı ihlal edilerek, 72.852,18 TL ürün kaybı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru değildir.
2- TBK"nın 51/1 maddesinde; "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmü getirilmiştir. Zararın kapsamının tayininde, zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK"nın 52/1 maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının %20 kusurlu olduğu, ürün kaybı nedeniyle oluşan zararının 72.852,18 TL olduğu hesap edilmiş ise de, belirlenen zarar miktarından davacının kusuru oranında indirim yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, davacının zararının meydana gelmesindeki kusurunun tazminat miktarının belirlenmesinde değerlendirilmesi gerekirken, kusur oranında indirim yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve kanuna aykırıdır.
4- Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan