Esas No: 2020/6796
Karar No: 2022/917
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6796 Esas 2022/917 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6796 E. , 2022/917 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18.12.2018 tarih ve 2017/27 E- 2018/290 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2019/267 E- 2020/643 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 09, 35, 36 ve 38. sınıflar için 2016/11539 sayılı "BKM Güvenli Öde" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığınca 2003/15640 ve 2012/66761 sayılı markalara dayalı olarak 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi uyarınca başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili başvurusu ile redde mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, müvekkili ile redde mesnet markaların sahibi şirketin farklı sektörlerde faaliyet gösterdiklerini, davalı kurumun daha önce benzer ihtilaflarda vermiş olduğu kararlar ile çelişecek şekilde bir karar verdiğini, bu nedenle de hukuki belirlilik ilkesinin ihlal edildiğini, müvekkilinin markasının başvuru kapsamında bulunan tüm sınıflar yönünden tescilinin ülkemize ekonomik ve sosyal itibar sağlayacağını, ulusal ödeme yönteminin içeriğine uygun olarak başvuru yaptıklarını ileri sürerek, YİDK'in 2016-M-11098 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet alınan markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, dava konusu YİDK kararının yerinde olmadığı, davacının önceki markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, TPMK YİDK'nın 2016-M-11098 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmasının gerektiği, öte yandan anılan madde kapsamındaki benzerlik değerlendirilmesinin dar yorumlanmasının yerleşik Yargıtay kararlarının gereği bulunduğu, buna göre dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi anlamında bir benzerliğin bulunmadığı, başvuruya anılan madde kapsamında ayırt ediciliğin sağlandığı, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.