5. Ceza Dairesi 2020/3125 E. , 2020/12674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : Hazine, ... Genel Müdürlüğü
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Düşürülme (sanık ... hakkında), mahkumiyet (sanık ... hakkında)
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ... Genel Müdürlüğü vekilinin 02/10/2019 tarihinde tebliğ edilen hükmü 1 haftalık yasal süreden sonra temyiz ettiği ancak hüküm fıkrasında temyiz süresinin 15 gün olarak gösterildiği, sürede yapılan yanıltmanın temyiz hakkını ortadan kaldırmayacağı, temyiz isteminin süresinde ve sanık ... hakkındaki düşürülme hükmüne yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temel cezanın doğrudan 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesi gereğince tayini yerine aynı Kanunun 202/1. maddesi ile belirlenip daha sonra artırılması sonuca etkili görülmemiş, lehe kanun değerlendirmesi yapılırken, sanığın oluşa uygun kabul edilen eyleminin 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ve sahtecilik eyleminin bu suçun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme uyarınca eylemin hem zimmet hem de resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı nazara alınarak kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan da mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle lehe yasa karşılaştırmasının yapılması gerektiğinin gözetilmemesi ile 5237 sayılı TCK"nın 247/1-2. maddesi gereğince temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenirken, 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesi gereğince cezanın alt sınırdan tayin edilmesi, sonuç itibarıyla 765 sayılı Kanunun lehe olduğunun anlaşılması ve aleyhe
temyiz bulunmaması sebebiyle bozma nedeni yapılmamış, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
765 sayılı TCK"nın 202. maddesinde öngörülen para cezasının meydana gelen zarar esas alınarak belirlenmesi karşısında, tayin edilen para cezasının ayrıca aynı Kanunun 80. maddesi uyarınca teselsül nedeniyle artırılamayacağının gözetilmemesi,
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20/09/2011 tarihli ve 2011/5-104 Esas, 2011/183 sayılı Kararında belirtildiği üzere, TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olduğu ve 28/02/2017 tarihli aleyhe temyiz bulunmayan hükmün Dairemizin11/02/2019 tarihli ve 2018/2765 Esas, 2019/1722 Karar sayılı ilamıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla bozulmasına karar verilmesi nedeniyle sanık hakkında 765 sayılı TCK"nın 31. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin nazara alınmaması,
Sanık hakkında 765 sayılı TCK"nın 33. maddesi uygulandığı halde, ayrıca 5237 sayılı TCK"nın 53/1,2,3 maddelerinin de uygulanması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının "B" bendinde yer alan "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nun 53/1, 2, 3. maddelerinin sanık hakkında uygulanmasına" ve "Sanığın TCK"nun 31.maddesi uyarınca ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanmasına," ilişkin 7 ve 9 numaralı bentlerin tamamen hüküm fıkrasından çıkartılması, hapis cezasının yanında hükmolunan adli para cezasının tespitine ilişkin olarak yapılan uygulama sırasında da "15.048,09TL, 17.556,10 TL, 8.778,05TL ve 7.315,04TL" şeklinde bulunan miktarların, 5083 sayılı Yasanın 2. maddesi de gözetilerek, sırasıyla "15.048,00 TL, 15.048,00TL, 7.524,00 TL ve 6.270,00 TL" biçiminde değiştirilmesi ve sonuç adli para cezasının 6.270,00 TL olarak belirlenmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık ... hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle düşürülme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanığın eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesinde düzenlenen ihtilasen zimmet suçu kapsamında kaldığı kabul edilerek suç ve hüküm tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de; 765 sayılı TCK"nın 202/2 ve 5237 sayılı TCK"nın 247/1-2. maddelerinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun 22 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu ve bu sürenin dolmadığı, bu itibarla yargılamaya devamla işin esasına girilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yasal olmayan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine düşürülmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.