Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/1578 Esas 2010/3850 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1578
Karar No: 2010/3850
Karar Tarihi: 26.4.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/1578 Esas 2010/3850 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/1578 E.  ,  2010/3850 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Asliye 14. Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracla meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, bu suretle zarar gördüğünü ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 57.500,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, limit ve kusurla sınırlı sorumlu olduklarını savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, anılan meblağın temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, haksız eyleme dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davalı ... vekilince, ıslahla artırılan kısım için ıslah tarihinden temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek karar temyiz edilmiştir.
    TTK’nın 1299/1. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 1292/1. maddesi ile 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
    Somut olayda, mahkemece bu ilke doğrultusunda alacağa faiz yürütülmüştür, ancak davalı ... vekilince, ıslah dilekçesinde istenen miktar bakımından ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
    Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen kanundan doğan borç kapsamında haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de aynı tarihten faiz uygulanmış olması doğrudur. Zira, davalı ... ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... bakımından faizin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğunda olur. Bu itibarla, sigortaya başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigortaya ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
    Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması doğru olup, mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi isabetlidir. Dairemizin son uygulamaları bu yöndedir. Bu itibarla, davalı ... vekilinin temyiz itirazının reddiyle, hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.638,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... şirketinden alınmasına 26.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.