Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/1418 Esas 2010/3847 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1418
Karar No: 2010/3847
Karar Tarihi: 26.4.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/1418 Esas 2010/3847 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/1418 E.  ,  2010/3847 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    -K A R A R-


    Davacılar vekili, davalıların sürücü, işleten ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada, müvekkillerinin desteğinin öldüğünü, bu nedenle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 21.171,00 TL maddi ve 90.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizleriyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı sürücü ve işleten vekili davanın reddini istemiştir.
    Davalı sigorta davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, toplam 21.171,00 TL maddi ve toplam 56.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizleriyle davalılardan tahsiline, davalı sigortanın maddi tazminattan dava tarihinden temerrüt faiziyle sorumlu tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, haksız eyleme dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davalı sigorta vekilince, ıslahla artırılan kısım için ıslah tarihinden temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek karar temyiz edilmiştir.
    TTK’nın 1299/1. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 1292/1. maddesi ile 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
    Somut olayda, mahkemece bu ilke doğrultusunda temerrüt faizine hükmedilmiş, ancak davalı sigorta vekilince ıslah dilekçesinde istenen miktar bakımından ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
    Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen kanundan doğan borç kapsamında haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de aynı tarihten temerrüt faizi uygulanmış olması doğrudur. Zira, davalı sigorta ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğunda olur. Bu itibarla, sigortaya başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigortaya ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
    Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun temerrüt faizine hükmedilmesi doğru olup, mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi isabetlidir. Dairemizin son uygulamaları bu yöndedir. Bu itibarla, davalı sigorta vekilinin temyiz itirazının reddiyle, hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 976,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı Ergo İsviçre Sigorta AŞ"den alınmasına 26.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.