Esas No: 2020/7611
Karar No: 2022/989
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7611 Esas 2022/989 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7611 E. , 2022/989 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.07.2020 tarih ve 2018/1133 E. - 2020/316 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı şirketin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin davalıya sattığı mal karşılığı düzenlenen 2 adet fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki 17.02.2003 tarihli protokolün 7. maddesi uyarınca müvekkili şirketin davacıya 100.000 ABD Doları ödeme yaptığını, aynı protokol ile taraflar arasındaki sözleşmenin sonlanması halinde kredinin muaccel olacağı ve fesih tarihinden itibaren 2 (iki) iş günü içinde PO'ya iadeten ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bayilik ilişkisi 2010 yılında sonlandırılmasına rağmen davacının geri ödemesi gereken kredi borcunu ödemediğini, davacının icra takibi yapması üzerine ödenen meblağ takip tutarından mahsup edilerek bakiye borcun fer'ileri ile ödenip, kalan kısma itiraz edildiğini, TBK. md. 139/2 gereği takas yapılmasında yasal bir engel olmayıp, müvekkili şirketin itirazında haklı olduğunu savunarak davanın reddi ile kötüniyetli davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın kendi ticari defterlerinde dava konusu alacakla ilgili mahsup işlemini 01/02/2011 tarihinde yaptığı, ancak bu mahsup işleminden davacı tarafı haberdar etmediği, 6098 sayılı TBK’nın 143/1 (eski BK.’nin ise 122.) maddesi uyarınca takasın ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağı, davalı borçlu şirketin davacı alacaklıya takas iradesini bildirmeksizin bizzat kendi ticari defterlerinde takas mahsup işlemini yapmasının hukuki manada takas def’i olarak ileri sürülme sayılmayacağı,
davalının takas def’ini ileri sürdüğü tarihin 25/09/2014 tarihli borca itiraz tarihi olduğu, dolayısıyla davalının takas def’ini ileri sürdüğü tarih olarak belirttiği 01/02/2011 tarihinin takas mahsup tarihi olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varıldığı, davalının takas def'inde bulunduğu tarihin 25/09/2014 olduğu kabul edildiğinden, davacı şirketin davalı taraftan olan 183.862,22 TL tutarındaki asıl alacağına ilişkin olarak talebindeki gibi 30/12/2010 faiz başlangıç tarihinden itibaren takip tarihi olan 16/09/2014 tarihine kadar 96.979,76 TL tutarında işlemiş faiz alacağı bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2014/25804 Esas sayılı dosyasında davalı şirketin 96.979,76 TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, takibin kabul edilen 96.979,76 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak önceden belirlenebilir olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, yasal şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme kararında davalının taraflar arasındaki protokol uyarınca kullandırmış olduğu 100.000 USD kredi karşılığı davacıdan 175.481,30 TL bedelli bononun alındığı belirtilmiş olmakla, mahkemece davalıya süre verilerek bono aslının dosyaya ibrazının sağlanması, bono aslı ibraz edildiği takdirde hükümde bono aslının davacıya iadesi koşuluyla davalının takas isteminin kabulü, bono aslı ibraz edilemediği takdirde davacıdan bono bedelini takas edilemeyeceği değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 4.968,49 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.