12. Ceza Dairesi 2019/9800 E. , 2021/1166 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, TCK"nın 89/4, 22/3, 62/1. maddelerine göre mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK"nın 89/4, 22/3, 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair, İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.11.2010 tarihli ve 2010/132-2010/877 sayılı kararının 24.03.2011 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 17.11.2014 tarihinde, TCK"nın 142/2-h maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu işlediği ve Menderes 3. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 07.04.2016 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün açıklanmasına dair kararı kapsayan dosya incelendi.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olay günü saat 03:10 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki araç ile kazadan yaklaşık 18 dakika sonra alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucuna göre 0,76 promil alkollü vaziyette meskun mahalde, bölünmüş tek yönlü asfalt kaplama yolda gece vakti seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybederek önce orta refüj üzerinde bulunan yaya kaldırımına, daha sonra savrularak elektrik kabinine ve aydınlatma direğine çarparak tek taraflı trafik kazası yaptığı, kazada sanığın kullandığı araçta yolcu olarak bulunan ve soruşturma aşamasında şikayetçi olmayan müştekiler ... ve ..."ın nitelikli, ... ve ..."nın ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanmasına tamamen kusurlu şekilde sebebiyet verdiği olayda; Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda sanığın kaza esnasında 0,76 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkat alındığında, Adli Tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 0.15 promil azaldığının kabulünün gerekeceği, sanığa ait alkolmetre ölçüm saati ile kaza tespit tutanağındaki kaza saati arasında onsekiz dakikalık bir zaman farkı bulunduğundan, sanıkta tespit edilen alkol oranının 100 promili geçmediği gözetilerek, bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, eylemin bilinçli taksirle işlendiğinin kabulü ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uygulanması,
2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından yapılan yargılama sonunda, taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, kazada yaralanan müştekilerin soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olmadıklarının anlaşılması karşısında, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan açılan davanın şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken sanığın TCK"nın 89/4 maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
4-Gerekçeli kararın savunma kısmında, başka bir dava dosyasına ait savunmanın sehven yazılarak hükümde karışıklığa neden olunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 04/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.