10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/23010 Karar No: 2016/745 Karar Tarihi: 26.01.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/23010 Esas 2016/745 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/23010 E. , 2016/745 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Rücûan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.01.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kâğıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat A...... B.... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hâkimi tarafından dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre taraf avukatlarının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı Kurum, 23.04.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının 5510 sayılı Kanun’un 21/1"inci maddesi uyarınca davalı işverenden rücûan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Kömür madeninde daha önce göçük meydana gelen ocağının girişine bir insan girebilecek kadar delik açılarak üzerine girilmesinin yasak olduğuna dair levha asıldığı hâlde, tanık beyanlarına göre işverenin talimatı ile artık malzemelerin toplanmakta olduğu, daha önce içeri giren bir işçinin ocakta oksijen bulunmadığını söylediği, buna rağmen 57 yaşında olup tecrübeli olduğu iddia edilen sigortalının vagona bağlı bir halatı almak için ocağa girdiği ve havasız kalma ve toksik gaz inhalasyonu nedeniyle vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece iki ayrı bilirkişi kusur raporu alınmış olup; ilk bilirkişi kusur raporunda kendisi daha önce ocağa giren usta K.A."ın içerde yeterli hava bulunmadığı ve havalandırma yapılması gerektiği uyarısına rağmen ocağa girdiği gerekçesiyle sigortalıya %50 kusur izafe edilmiş; ikinci kusur raporunda ise “...üretim zorlaması olduğundan sigortalıya kusur verilemeyeceği” gerekçesiyle işverenin kusuru %25 olarak belirlenmiştir. Mahkemece, ikinci kusur raporu esas alınmak suretiyle istem hüküm altına alınmış ise de; anılan raporlarda kısmen farklı gerekçelerle farklı oranlarda davalı kusurları belirlendiğinden bu açık çelişki giderilmeden raporlarından birine itibar edilemez. Hâl böyle olunca; yeniden kazanın meydana geldiği iş kolunda, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan önceki raporları tartışan, 5510 sayılı Kanunun 21, 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci maddesine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, söz konusu çelişki giderilip, işverenin kapalı ve denetimsiz ocakta çalışması talimatı vermesi ile sigortalının yaş ve tecrübesinin olaya etkisi de tartışılmak suretiyle davalının kusur oran ve aidiyetinin gerçeğe uygun olarak tespiti gerekirken, eksik araştırma, inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı avukatı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine ve temyiz harcının istem hâlinde davalıya iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.