Esas No: 2020/6748
Karar No: 2022/963
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6748 Esas 2022/963 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6748 E. , 2022/963 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18.10.2017 tarih ve 2015/480 E- 2017/379 K. sayılı kararın davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2019/272 E- 2020/622 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tespit talebi üzerine davalının “HACIBABA DÜRÜMCE” isimli işyerinde kullanılan tasarımların, müvekkilinin tescilli tasarımları ile aynı olduğunun tespit edildiğini, söz konusu işyerinde kullanılan “Hacıbaba Dürümce” markasının, müvekkilinin 2005/23220 numara ile 35 ve 43. sınıfta tescilli “HACIBABA” markasına oldukça benzediğini, davalı tarafın 2013/43343 başvuru numarası ile “Safranbolu Hacıbaba Dürümce” markasını tescil ettirmek istediğini, müvekkilinin Safranbolu’daki şubesi imajını çizdiğini, tüketici nezdindeki tanınmışlığından faydalandığını ileri sürerek, davalının müvekkilinin tescilli tasarım ve marka haklarına tecavüzlerinin durdurulmasına, "Hacıbaba Dürümce" ibaresinin kullanıldığı tüm ürünlerin toplatılmasına, tabelaların sökülmesine, değiştirilmesine, şimdilik 10.000.- TL maddi tazminat, 50.000.- TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı arasındaki ticaretin 1999 yılında başladığını, 2007 yılında davacı yanın tamamen izni ve kontrolü altında, müvekkilinin "KAHVECİ HACIBABA" markasıyla cafe tarzında davacının şubesi olarak faaliyet gösterdiğini, "Kahveci Hacıbaba" tasarımlarını gerçekleştiren iç mimar...’ya ve davacı yanın dekor işlerini yapan firmalara iş yerinin dizayn ettirildigini, “Kahveci Hacıbaba” ismiyle işletmenin açıldığını, bu işletmede faaliyetler sürerken müvekkilinin yan dükkanda Ocak 2010 yılında “Dürümce” adı ile kebapçı dükkânı açtığını, Mayıs 2010’da Hüsamettin Karaman’ın bir eleman vasıtasıyla gönderdiği tek nüsha franchise sözleşmesinin imzalandığını, dört ay sonra da Hüsamettin Karaman’ın “Kahveci Hacıbaba” tabelasını söktürdüğünü, müvekkilinin de davacıdan satın aldığı "Kahveci Hacıbaba" baskı ve logolu materyalleri ve demirbaşları toplayıp, iki dükkânı birleştirerek “Dürümce” ismiyle Ekim 2010 tarihinden itibaren kebap işine devam ettiğini, Ekim 2013 yılında ise Safranbolu mimarisine uygun bir tadilat projesi çizdirildiğini, projenin uygulama aşamasını içeren ilave ahşap dekorasyon ve dış cephe kaplamalarının, davacının tasarımcısı...’ya yaptırıldığını, müvekkilinin hâlihazırda “Dürümce” ve “Hacıbaba” isimlerinin birleştirilmesi suretiyle “Safranbolu Hacıbaba Dürümce” ismi ile 2013 yılı Ekim ayından itibaren ticari faaliyetine şahıs firması olarak devam ettiğini, müvekkilinin kullandığı “Hacıbaba+Dürümce” markasında ise baskın unsurun “Dürümce” ibaresi olduğunu, davacının markasında bulunan şekil ile müvekkilinin kullanımında olan desen karşılaştırıldığında görsel anlamda birbirlerine benzemediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayandığı tasarım tescil belgelerinin 03.01.2014 tarihinde yapılan başvuru üzerine tescil edildiği, oysa davalının iddia konusu tasarımları 2013 yılı Ekim ayı içerisinde kullanmaya başladığı, yani davalının işyerindeki ürün biçimlerini kullanmasının, tescil tarihinden daha evvel başlamış olduğu, tescilden önce başlayan yeniliği kaldırmaya elverişli kullanımın, sonraki tarihte gerçekleşen tescile dayanarak engellenemeyeceği, bu sebeple tasarım hakkına dayalı iddiaların kabul edilmediği, buna karşılık davacının markasının asıl ve ayırt edici unsurunun "HACIBABA" ibaresinden oluştuğu, davalının da "dürümce HACIBABA" tanıtım işaretiyle içeriği tamamen davacı ile aynı olan iştigal mevzunda ticari faaliyette bulunduğu, davalının bu kullanımlarının markasal ve davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet yaratacak nitelikte olduğu, davacının yoksun kalınan kazanç hesabının 556 sayılı KHK'nın 66/I-c maddesi hükmü gereğince yapılmasını istediği, bu usul seçildiğinde emsal araştırması yapılmasının ve objektif bir lisans bedelinin belirlenmesinin gerektiği, böyle bir bedelin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, TBK.'nın 50/II. maddesi uyarınca eylemin devam ettiği süre, ihlalin boyutu ve niteliği, tarafların hal ve durumu, ihlal eyleminin gerçekleşme şekli ile kusurun ağırlığı, markanın ekonomik önemi, marka hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi nazara alınarak talep edilebilecek yoksun kalınan kazanç miktarının 10.000,00.-TL, manevî tazminat miktarının 10.000,00.-TL olarak belirlenmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının tecavüzünün durdurulmasına, "Hacıbaba" tanıtım işaretini taşıyan her türlü ürünün toplanmasına, anılan ibarenin tabelalardan ve bu ürünlerden çıkartılmasına, tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise bunların imhasına, 10.000,00.-TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “Dürümce” ve “Hacıbaba” isimlerinin birleştirilmesi suretiyle “Safranbolu Hacıbaba Dürümce” ismi ile 2013 yılı Ekim ayından itibaren ticari faaliyetine şahıs firması olarak devam ettiğini bildirdiği, dolayısıyla 2013 yılı Ekim ayından itibaren davacının markasının ve tasarımlarının davalı tarafından kullanımının haksız olduğunun kabul edildiği, davalının iddia konusu tasarımları davacıdan daha önce kullanmaya başladığı, tescilden önce başlayan yeniliği kaldırmaya elverişli kullanımın, sonraki tarihte gerçekleşen tescile dayanarak engellenemeyeceği, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde de haksız rekabet iddiasına dayanılmadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, tescilli marka ve tasarım hakkına tecavüzün durdurulması, ürünlerin toplatılması, tabelaların sökülmesi, değiştirilmesi ile 10.000.- TL maddi, 50.000.- TL manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tasarım hakkına yönelik ihlal olmadığı, marka hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının tecavüzünün durdurulmasına, ürünlerin toplatılmasına, ibarenin tabelalardan çıkarılmasına, 10.000.- TL maddi ve 10.000.- TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Taraf vekillerinin istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak davacının hem marka hakkı hem de tasarım hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek 10.000.- TL maddi, 10.000.- TL manevi tazminat talebinde bulunduğu dikkate alınarak her biri yönünden istenen miktarın ½ oranında olduğu kabulüyle markaya tecavüz nedeniyle 5.000.- TL maddi, 5.000.- TL manevi tazminata karar verilmesi gerekirken talep aşılarak yazılı şekilde 10.000.- TL maddi, 10.000.- TL manevi tazminata karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin (2) nolu bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.