2. Ceza Dairesi 2011/25983 E. , 2013/6048 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2008/145252
MAHKEMESİ : Amasya 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2006
NUMARASI : 2005/604 (E) ve 2006/214 (K)
SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sanığın sorguda belirttiği adreste, birlikte yaşadığı eşi imzasına 29/06/2006 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın 15/08/2006 havale tarihli temyiz dilekçesi ile tebliğ tarihinde eşi ile ayrı olduklarını iddia ederek, hükümden 11/08/2006 tarihinde haberdar olduğu gerekçesiyle temyiz talebinde bulunduğu, Mahkemece getirtilen nüfus kaydına göre sanığın eşi ile halen evli olduğu ve herhangi bir ayrılık kararının verilmediğinin anlaşılması sebebiyle bu temyiz isteminin 17/08/2006 tarihinde reddine karar verildiği, bu red kararının da sanık tarafından süresi içinde, 23/08/2006 tarihinde temyiz edildiği, sanığın 15/08/2006 tarihli temyiz dilekçesinin dosya içinde bulunmadığı anlaşılmakla söz konusu temyiz dilekçesinin dosya içine konulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyanın mahalline gönderildiği, ancak sanığa ait söz konusu temyiz dilekçesinin bulunamadığı belirtilerek dosyanın tekrar Yargıtay"a gönderildiği, sanık tarafından 15/08/2006 tarihinde, ekinde birtakım belgelerle birlikte temyiz dilekçesi verildiğinin, bu dilekçede, tebliğ tarihinde eşi ile ayrı yaşadığı için hükümden haberi olmadığının ve buna ilişkin “savunmaya celp edilen nüfus aile tablosunun” eklendiğinin 17/08/2006 tarihli Mahkemenin red kararının içeriğinden anlaşılması karşısında;
Sanığın 15/08/2006 tarihli temyiz dilekçesinde, anlatımı itibariyle aynı zamanda eski hale getirme isteminde bulunduğu, yokluğunda verilen 16.05.2006 tarihli hükmün, sanığın sorguda belirttiği adreste birlikte yaşadığı eşi imzasına 29/06/2006 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, sanığın 15/08/2006 havale tarihli temyiz dilekçesi ile tebliğ tarihinde eşi ile ayrı olduklarını iddia ederek, hükümden 11/08/2006 tarihinde haberdar olduğu gerekçesiyle temyiz talebinde bulunduğu, buna ilişkin “savunmaya celp edilen nüfus aile tablosunun” eklendiğinin 17/08/2006 tarihli Mahkemenin red kararının içeriğinden anlaşıldığı, sanığa ait ilgili temyiz dilekçesi ile ekindeki belgelerin bulunamamış olması sebebiyle sanığın iddialarının incelenememesi karşısında, herhangi bir hak kaybına neden olmamak amacıyla sanığın iddialarına üstünlük tanınarak, tebliğ tarihinde sanık ile eşinin ayrı yaşadıklarının kabulü ile yapılan tebliğ işleminin hukuken geçersiz ve 23/08/2006 tarihli temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek, sanığın 15/08/2006 tarihli eski hale getirme isteminin kabulü ile 17/08/2006 gün ve 2006/637 değişik iş sayılı ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.
Somut olayda sanığa yüklenen suç, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1.maddesinde, hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, yasada öngörülen seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasının seçildiğinin yasal ve yeterli gerekçe gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi,
2- Sanığın, üzerine atılı hakaret suçunu tek bir fiil ile birden fazla yakınana karşı işlemiş olması sebebiyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Adli sicil kaydındaki mahkumiyetlerinin silinme koşullarının gerçekleşmiş olması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 51/1 madde ve fıkrasının (a) bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı belirlenen sanık hakkında, aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen “sanığın suçu
işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda bir kanaatin oluşması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “sanığın geçmişteki hali, birçok sabıkasının olması göz önüne alınarak cezasının ertelenmesi halinde tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat gelmediği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında 51. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.’nun 53/1. maddesi uygulanırken, (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceği, diğer haklar yönünden ise hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar yoksun bırakılacağı gözetilmeden, sanığın hapis cezasının infazı süresince TCK. 53/1-(a),(b),(d) ve (e) maddesindeki haklardan mahrumiyetine, (c) bendindeki haklardan ise koşulu salıverilme tarihine kadar mahrumiyetine karar verilmesi,
5- Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa"nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 231.maddesi uyarınca ve bu maddenin 6.fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7.maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA ve bozma sonrası kurulacak hükümde, 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 25/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. Başkan V.